Özeti: Davacının Türk vatandaşlığından çıkma izni verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işleminin iptali istenilmektedir. Türk vatandaşlığından çıkma izni alarak çıkmak isteyen kişilerde aranan şartlara yönelik düzenlemeler getirildiği, söz konusu izni alabilmenin şartlarından birinin de herhangi bir suç nedeniyle aranan kişilerden olmamak olduğu anlaşılmaktadır. Dava dosyası içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden, davacı adına çıkma izni verilmesi istemli başvuru üzerine idarece, davacının askerlik durumuna yönelik olarak Milli Savunma Bakanlığı'ndan bilgi istenildiği, Milli Savunma Bakanlığı'nın yazısında, davacının izin aşımı sebebiyle arandığının belirtildiği görülmektedir. Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun ilgili maddesi uyarınca çıkma izni verilmesinin şartlarından olan askerlik hizmeti nedeniyle aranan kişilerden olmamak şartını taşımadığı anlaşılan davacının başvurusunun zımnen reddi yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Davanın reddi yolunda verilen temyize konu idare mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamış olup temyiz isteminin reddi gerekmektedir.
"İçtihat Metni"
İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, tarafına Türk vatandaşlığından çıkma izni verilmesi istemiyle yaptığı 04/02/2013 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlem ile daha önce aynı istem ile yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; askerlik görevini yaparken sıhhi izinli olduğu sırada birliğine dönmemesi sebebiyle izin tecavüzü suçunu işlediğinden bahisle davacı hakkında arama ve yakalama kararı çıkartıldığı, ayrıca bu karar ve ilgili işlemlerin ortadan kaldırılması, geçersiz sayılması konusunda askeri makamlara yapılmış bir başvuru bulunmadığı dikkate alındığında; davacının vatandaşlıktan çıkma izni başvurularının reddine ilişkin işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı vekili tarafından, dava konusu edilen işlemlerden 17/08/2007 tarihli işlem hakkında hüküm kurulmadığı, ayrıca müvekkili hakkında firar suçu kapsamında yapılan yargılamalar sonucunda ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı … Ordu Komutanlığı Askeri Mahkeme'sinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu sebeple 17/08/2007 tarihi itibariyle müvekkili hakkında herhangi bir arama kararının bulunmadığı, öte yandan 04/04/1996 tarihli yazı ile müvekkiline ilişkin izin tecavüzüne yönelik yapılan araştırma işleminin askerlik ile ilgili bir idari yazışma mahiyetinde olduğu, 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 20. maddesinde ise askerlikle ilişik bulunmaması yönünde bir şarta yer verilmediği belirtilerek Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, askerlik yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının Milli Savunma Bakanlığı'nın yazıları gereği "İzin Tecavüzü" olarak bildirilmesi nedeniyle 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 25. maddesinde aranan şartları taşımadığının anlaşıldığı, bu sebeple çıkma izin talebinin reddine ilişkin iş ve işlemlerde mevzuata aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Davaya konu 17/08/2007 tarih ve 056967 sayılı İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işleminin davacı tarafa hangi tarihte tebliğ edildiğine ilişkin dosya içerisinde herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı görülmekle birlikte; davacı vekili tarafından müvekkiline çıkma izni verilmesi istemiyle 20/01/2012 tarihli dilekçe ile yapılan başvuruda, müvekkilinin çıkma izni istemiyle yapmış olduğu önceki başvurusunun 17/08/2007 tarihli işlemle reddedildiğinin belirtildiği, dolayısıyla dava konusu 17/08/2007 tarihli işlemin en geç 20/01/2012 tarihinde öğrenildiğinin kabulü gerektiğinden, anılan işlemin iptali istemiyle 20/01/2012 tarihinden itibaren 60 gün içinde en geç 20/03/2012 tarihinde dava açılması gerekirken 07/06/2013 tarihinde açılan davanın bu kısmı yönünden süre yönünden reddi gerektiğinden İdare Mahkemesi kararının bu işleme yönelik kısmının belirtilen gerekçe ile onanması; 04/02/2013 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemde ise mevzuata aykırı bir husus bulunmadığından bu kısım yönünden davanın reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacı 02/07/1982 tarihinde askerlik yoklaması işlemini yaptırarak eğitim birliğine sevk edildikten sonra 04/07/1982 tarihinde birliğine katılmış, ancak 06/09/1982 tarihinde firar etmiştir. Bunun ardından 06/11/1995 tarihinde yakalanmış ve 27/11/1995 tarihinde tutuklanmasına karar verilmiştir. Davacı hakkında "Firar" suçu nedeniyle yapılan yargılama sonucunda, … Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla 1 yıl 8 ay hapis cezası verilmiştir. Daha sonra 04/03/1996 tarihinde tahliye edilen davacı askerlik görevini tekrar ifa etmeye başladıktan sonra 12/03/1996-21/03/1996 tarihleri arasında sıhhi izne ayrılmış ancak 21/03/1996 tarihinde birliğine katılması gerekirken katılmaması sebebiyle .. Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nce izin tecavüzü suçundan yakalama müzekkeresi çıkartılarak aranmaya başlanmıştır.
Ayrıca, 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun uyarınca … Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davacı hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı ceza ile ilgili olarak, firar suçunu ortadan kaldıracak şekilde dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Sonrasında Federal Almanya Cumhuriyeti'nin 05/09/2005 tarihli kararıyla Almanya vatandaşlığından kabul edilen davacı tarafından; talep tarihinde yürürlükte bulunan (Mülga) 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilmesi istemiyle davalı idareye başvuruda bulunulmuştur. Söz konusu başvurunun değerlendirilmesi aşamasında davalı idarece, Milli Savunma Bakanlığı'ndan davacının askerlik durumuna yönelik bilgi verilmesi istenilmiştir. Milli Savunma Bakanlığı'nın 03/07/2007 tarihli yazısında, davacının izin tecavüzü suçundan arandığının belirtilmesi üzerine davalı idarece … tarih ve … sayılı işlem ile başvurunun reddine karar verilmiştir.
Öte yandan, davacı vekili tarafından 20/01/2012 tarihinde, müvekkilinin Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilmesi istemiyle başvuruda bulunulması üzerine İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve …sayılı işlemiyle başvuruya ilişkin usuli eksikliklerin giderilmesi gerektiği davacı vekiline bildirilmiştir. Bunun üzerine 25/05/2012 tarihinde tekrar başvuruda bulunulmasının ardından İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve …sayılı işlemiyle başvuruya ilişkin usuli eksikliklerin giderilmesi gerektiği hususu tekrar davacı vekiline bildirilmiştir.
Son olarak 04/02/2013 tarihinde davacı vekili tarafından müvekkilinin Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilmesi istemiyle başvuruda bulunulmuş, bu başvurunun zımmen reddedilmesi üzerine, anılan işlemin ve davacının daha önceki tarihte yapmış olduğu vatandaşlıktan çıkma izni verilmesi istemli başvurunun reddi yolunda tesis edilen … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
Diğer taraftan, dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden, davacı vekili tarafından 04/02/2013 tarihinde yapılan başvurunun, davacının 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 25. maddesinde yer alan askerlik hizmeti nedeniyle aranan kişilerden olmamak şartını taşımadığı gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı işlemiyle reddedildiği görülmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
(Mülga) 403 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun "A) Çıkma şartları" başlıklı 20. maddesinde, "Türk vatandaşlığından çıkma izni, aşağıdaki şartların varlığı halinde, İçişleri Bakanlığınca verilebilir.
a) Mümeyyiz ve reşit olmak,
b) Herhangi bir nedenle yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanmış olmak veya başka bir devlet vatandaşlığını kazanacağına ilişkin inandırıcı belirtiler bulunmak,
c) Herhangi bir suç nedeniyle aranmakta olan kişilerden olmamak,
d) Hakkında herhangi bir malî ve cezaî tahdit bulunmamak." hükmü yer almaktadır.
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun "Türk vatandaşlığından çıkma" başlıklı 25. maddesinde, "(1) Türk vatandaşlığından çıkmak için izin isteyen kişilere aşağıdaki şartları taşımaları halinde Bakanlıkça çıkma izni veya çıkma belgesi verilebilir.
a) Ergin ve ayırt etme gücüne sahip olmak.
b) Yabancı bir devlet vatandaşlığını kazanmış olmak veya kazanacağına ilişkin inandırıcı belirtiler bulunmak.
c) Herhangi bir suç veya askerlik hizmeti nedeniyle aranan kişilerden olmamak.
ç) Hakkında herhangi bir mali ve cezai tahdit bulunmamak." hükmü bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen hükümler incelendiğinde; Türk vatandaşlığından çıkma izni alarak çıkmak isteyen kişilerde aranan şartlara yönelik düzenlemeler getirildiği, söz konusu izni alabilmenin şartlarından birinin de herhangi bir suç nedeniyle aranan kişilerden olmamak olduğu anlaşılmakta; bu hususa yönelik olarak (Mülga) 403 sayılı Kanun lafzında "Herhangi bir suç nedeniyle aranmakta olan kişilerden olmamak," şeklinde hükme yer verilmesine rağmen, 5901 sayılı Kanun lafzında, "Herhangi bir suç veya askerlik hizmeti nedeniyle aranan kişilerden olmamak." şeklinde daha ayrıntılı bir hükme yer verildiği görülmekle birlikte; askerlik hizmetini yapmamak amacıyla çıkma izni ile vatandaşlıktan çıkma yoluna başvurulup söz konusu kurumun kötüye kullanılmasının önlenmesi açısından 403 sayılı Kanun'da yer alan düzenlemenin askerlik hizmeti nedeniyle aranan kişileri de kapsadığının kabulü gerektiği açıktır.
Davaya konu 17/08/2007 tarih ve 056967 sayılı İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işlemi yönünden yapılan inceleme:
Uyuşmazlıkta; davacının (Mülga) 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilmesi istemli başvuruya yönelik davalı idarece yapılan değerlendirmede; Milli Savunma Bakanlığı'nın 03/07/2007 tarihli yazısı uyarınca, davacının izin tecavüzü suçundan arandığının belirtilmesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği görülmekte olup, askerlik hizmeti nedeniyle arandığı anlaşılan davacı hakkında, işlem tarihinde mer'i olan 403 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davaya konu 04/02/2013 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlem yönünden yapılan inceleme;
Dava dosyası içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden, davacı vekili tarafından müvekkiline çıkma izni verilmesi istemli başvuru üzerine davalı idarece, davacının askerlik durumuna yönelik olarak Milli Savunma Bakanlığı'ndan bilgi istenildiği, Milli Savunma Bakanlığı'nın 29/03/2013 tarihli yazısında, davacının izin aşımı sebebiyle arandığının belirtildiği görülmektedir.
Bu haliyle, 5901 sayılı Kanun'un 25. maddesi uyarınca çıkma izni verilmesinin şartlarından olan askerlik hizmeti nedeniyle aranan kişilerden olmamak şartını taşımadığı anlaşılan davacının başvurusunun zımmen reddi yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, davanın reddi yolunda verilen temyize konu idare mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.