Özeti: Mağdur tarafından, Marmaray Projesi inşaatı kapsamında yapılan atık su hattının güzergahının değiştirilmesi, boru çaplarının küçültülmesi ve mevcut atık su muayene bacasının üzerine seyyar tuvalet konulması gibi çalışmalar devam ederken, yağan yağmurun da etkisiyle atık su ve yağmur suyunun borulardan tahliye olmaması sonucunda binanın zemin katındaki dairesine su baskını olduğu ve tüm eşyalarının kullanılamaz hale geldiği, manevi olarak da zarara uğranıldığından bahisle, idareden maddi ve manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir. Dava konusu olayda, kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek açısından sorumluluğu bulunan İl Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün de hasım konumuna alınarak dosyanın tekemmül ettirildikten sonra karara bağlanması gerekmektedir. İl Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün de hasım konumuna alınarak dosyanın tekemmül ettirildikten sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik hasım ile görülen dava neticesinde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamakta olup temyiz istemlerinin kabulü gerekmektedir.
"İçtihat Metni"
İSTEMLERİN KONUSU: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Marmaray Projesi inşaatı kapsamında yapılan atık su hattının güzergahının değiştirilmesi, boru çaplarının küçültülmesi ve mevcut atık su muayene bacasının üzerine seyyar tuvalet konulması gibi çalışmalar devam ederken, 17/10/2013 tarihinde yağan yağmurun da etkisiyle atık su ve yağmur suyunun borulardan tahliye olmaması sonucunda İstanbul ili, Pendik ilçesi, ... Mahallesi, ... Sokak, No: ... , D: ... adresinde bulunan binanın zemin katındaki dairesine su baskını olduğu ve tüm eşyalarının kullanılamaz hale geldiği, manevi olarak da zarara uğranıldığından bahisle, davalı idareden 32.540,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; dava konusu olayın açıklığa kavuşturulması ve tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda özetle, taşınmazda oluşan su baskınıyla ilgili dosyada herhangi bir ekspertiz raporunun olmadığı, 18/10/2013 tarihinde düzenlenen zabıta raporunda 17/10/2013 tarihinde, dava konusu zararın meydana geldiği dairede 110 cm'lik su baskının olduğunun tespit edildiği, dava konusu su baskınının olduğu binaya ait İSKİ tarafından proje veya iskan onayının olmadığı, su baskının olduğu binanın 6 katlı betonarme bina olduğu, keşif sırasında yapılan incelemede, söz konusu su baskınının, ... Caddesinde bulunan atık su kanalının tıkanması sonucu bahçede bulunan rögarın geri teptiği ve suların bina bahçesinden davacının dairesine sirayet ettiği, ayrıca Marmaray Projesi kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda yüklenici firma tarafından ana atık su kanalının deplase (değiştirilme) edilerek güzergahının değiştirildiği, söz konusu caddenin, yüklenici firma tarafından belli bir süre kapatılarak şantiye gibi kullanıldığı, atık su muayene bacası üzerine de mobo (mobil tuvalet) konularak bacaya erişimin engellendiği, 17/10/2013 tarihinde yağan yağmur sularının, atık su kanalında meydana gelen tıkanıklık nedeniyle oluştuğu, bu tıkanıklığın da, söz konusu kanalın karışık sistem çalışmasından dolayı yağış sırasında oluşan yağmur sularının debisini taşıyacak kapasitede olmaması ve şantiye alanı olarak kullanılan bölgenin gerekli bakım ve temizliğinin yapılmaması nedeniyle kanallarda kum ve çamur birikmesi sonucu meydana geldiği, söz konusu kanalların, olaydan sonra İSKİ tarafından yenilendiği, İSKİ tarafından onaylı bir atık su kanal projesi olmadığı ve binaya suyun geri tepmesini engelleyen tedbirlerin alınmadığı, dava konusu zararın oluşmasında davacının ve binanın yapımından kaynaklanan kusurların da olduğu, dava konusu hasar ve zararın meydana gelmesinde mülk sahibinin 1/3, davalı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 1/3, dava dışı İSKİ Genel Müdürlüğünün de 1/3 oranında kusurlu oldukları, yönünde görüş bildirildiği, dosyada mevcut ekspertiz raporuna göre 41.285,00 TL eşya hasarı, 2.500,00 TL taşınma gideri, 600,00 TL boya-badana masrafı, toplam 44.385,00 TL hasar bedelinin tespit edildiği, davacının talebinin ise 70.425,00 TL olduğu, sigorta şirketinin davacıya 41.285,00 TL hasar bedelini ödediği, bakılmakta olan dava ile de ödenmeyen 32.540,00 TL hasar bedelinin istendiği, ancak davacının talep etmiş olduğu 32.540,00 TL hasar bedelini, Mahkeme aracılığı ile veya başka bir objektif belge ile ortaya koyamadığı, bu nedenle, sigorta şirketinin tespit etmiş olduğu toplam 44.285,00 TL hasar bedelinin bu dava için de ölçü olarak alınması gerektiği, sigorta şirketinin davacıya ödemediği 3.100,00 TL hasar bedelinin davacıya ödenmesi gerektiği, bunun dışındaki hasar bedelinin ise, davacı tarafından ve Mahkememizce yapılan keşifte de ortaya konulamadığından reddi gerektiği, dava konusu hasarın, Bakanlığın yüklenici firmasının fiili uygulama ve çalışma usulünden kaynaklandığı anlaşıldığından dava dışı İSKİ Genel Müdürlüğünün sorumluluğunun olmadığı sonucuna varıldığı, İSKİ Genel Müdürlüğü hasım mevkiine alınmadan uyuşmazlığın sonuçlandırılmasına karar verildiği, davacının, söz konusu su basması nedeniyle ailesi ve çocukları ile birlikte manevi olarak üzüntü yaşadığı, belli bir dönem dahi olsa kendisi ve çocuklarının elem ve keder yaşadıkları, bu nedenle de iç dünyalarında olumsuzluk oluştuğunun kabul edilmesi gerektiği, sonuç itibarıyla davacının yaşadığı üzüntü ve sıkıntılar nedeniyle de 5.000,00 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiği, manevi tazminata ilişkin fazla istemin de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davacı tarafından, uzman bilirkişi marifetiyle maddi zarar hesaplaması yapılması gerekirken sigorta şirketinin ekspertiz raporunun hükme esas alındığı, sigorta şirketince sadece poliçe kapsamındaki ev eşyalarının poliçe tutarının karşılandığı, demirbaş eşyalar ile diğer zararların karşılanmadığı, kapı, pencere, elektrik ve su tesisatı, boya, badana, parke, mutfak dolapları gibi demirbaşlar poliçe kapsamında yer almadığından ekspertiz raporunda değerlendirilmediği, keşif sırasında da bu hususlara yönelik bir tespit yapılmadığı, zarar kalemleri zabıta kontrolünde listelenerek eşyaların çöpe atıldığı, bu eşya listesi üzerinden maddi zararın hesaplanabileceği, yaşanılan olay karşısında hükmedilen manevi tazminat tutarının çok az olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı Bakanlık tarafından, usul yönünden, husumetin Marmaray Projesi kapsamında imzalanan sözleşme uyarınca bu projenin müşavirlik hizmetlerini yürüten Avrasya Ortak Girişimine yöneltilmesi, davalı Bakanlığın hasım mevkiinden çıkarılması gerektiği, esas yönünden, davacının zararını sigorta şirketinden tahsil ettiği, bakılan davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI: Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş olup, davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: ...
DÜŞÜNCESİ: Davalı idarenin usule ilişkin temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması, diğer temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun ek 1. maddesi uyarınca Danıştay Sekizinci ve Onuncu Dairelerinden oluşan Müşterek Kurulca Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacının, İstanbul ili, Pendik ilçesi, ... Mahallesi, ... Sokak, No: ... adresinde bulunan binanın bahçe katının 3 numaralı dairesinin maliki olduğu ve bu dairede ikamet ettiği, 17/10/2013 tarihinde yağan yağmurun da etkisiyle atık su ve yağmur suyunun borulardan tahliye olmaması sonucunda dairesine su baskını olduğu ve tüm eşyalarının kullanılamaz hale geldiği, eşya sigorta poliçesi kapsamında dava dışı ... Sigorta A.Ş. tarafından ev eşyası zararlarına karşılık olarak 31/12/2013 tarihinde 41.885,00 TL ödeme yapıldığı, sonrasında davacı tarafından, binanın önünde bulunan sokakta, Marmaray Projesi kapsamında yapılan çalışmalar nedeniyle davalı idare tarafından şantiye kurulduğu, şantiyede çalışan personelin tuvalet ihtiyacının karşılanması için atık su muayene bacası üzerine seyyar tuvalet konulduğu, atık su hattının güzergahının değiştirildiği ve atık su borularının çapının küçültüldüğü ve böylece yağan yağmurun da etkisiyle atık su borularının tıkandığı, evine de bu nedenle su bastığı ve tüm ev eşyalarının kullanılamaz hale geldiğinden bahisle uğranılan ve sigorta şirketince karşılanmayan bakiye zararı ile uğranılan manevi zararın karşılanması istemiyle 17/02/2014 tarihinde başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun zımnen reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dilekçeler üzerine ilk inceleme" başlıklı 14. maddesinin üçüncü fıkrasında, dava dilekçelerinin, Danıştay'da daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından, fıkrada belirtilen konularda sırasıyla inceleneceği belirtilmiş; anılan fıkranın (f) bendinde ise, "husumet" ilk inceleme konuları arasında sayılmış; "İlk inceleme üzerine verilecek karar" başlıklı 15. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, davanın hasım gösterilmeden veya yanlış hasım gösterilerek açılması halinde, dava dilekçesinin, belirlenecek gerçek hasma tebliğ edileceği kurala bağlanmıştır.
Anayasanın 125. maddesinde; idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
İdareler kural olarak yürüttükleri kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlüdürler. İdari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin yürütmekle yükümlü olduğu hizmetin eksik ya da kötü işlemesi nedeniyle meydana gelen zararın idare tarafından tazmini için varlığı gerekli ön koşullardan olan nedensellik bağının, zarar gören kişinin kusurlu olması durumunda ortadan kalkması veya idarenin kusur oranını azaltacak ölçüde zayıflaması mümkündür. Bu bağlamda zarar görenin kusuru sonucunda, kısmen sorumlu olan idarenin sorumluluğundaki azalma, zarar görenin kusuru oranındadır.
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 1. maddesinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletilmek üzere İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'nün kurulduğu belirtilmiş; 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek" ve (d) bendinde, "Su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak" İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresinin görev ve yetkileri arasında sayılmış; 25. maddesinde, "Yağmur sularının uzaklaştırılması ile ilgili tesislerin yapılması veya bu tip tesislerin işletilmesi, gerekli harcamalar ilgili belediyelerce karşılanmak şartıyla İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından yerine getirilir. Bu tesislerin yapılması veya işletilmesine ilişkin harcamalar tarifelere dahil edilemez.” kurallarına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacıya ait dairenin bulunduğu binanın önündeki sokakta, Marmaray Projesi kapsamında yapılan çalışmalar nedeniyle davalı Bakanlık tarafından şantiye kurulduğu, şantiyede çalışan personelin tuvalet ihtiyacının karşılanması için atık su muayene bacası üzerine seyyar tuvalet konulduğu, atık su hattının güzergahının değiştirildiği ve atık su borularının çapının küçültüldüğü ve böylece 17/10/2013 tarihinde yağan yağmurun da etkisiyle atık su borularının tıkandığı, davacının evine de bu nedenle su bastığı ve tüm ev eşyalarının kullanılamaz hale geldiğinden bahisle uğranılan ve sigorta şirketince karşılanmayan bakiye zararının karşılanması isteminden kaynaklanan bakılan davada, İdare Mahkemesince, davanın sadece Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı husumetiyle ele alınarak esastan karar verildiği görülmektedir.
Dava konusu olayda, kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek
açısından sorumluluğu bulunan İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün de hasım konumuna alınarak dosyanın tekemmül ettirildikten sonra karara bağlanması gerekmektedir.
Bu durumda, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün de hasım konumuna alınarak dosyanın tekemmül ettirildikten sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik hasım ile görülen dava neticesinde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, işbu bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararda, dava dosyası kapsamındaki bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının, davacının zararına uygulanması suretiyle maddi tazminata hükmedileceği açıktır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacı ve davalı idarenin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.