Danıştay 13. Dairesi 2015/1185 E. 2021/816 K.

12-10-2021

Özeti: İdare tarafından yapılan ihale kapsamında imzalanması gereken Özel Güvenlik Hizmet Alımı sözleşmesinin, sekiz ay geç imzalandığından bahisle uğranılan maddi zararın, idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığından bahisle tazminine karar verilmesi istenilmiştir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ilgili maddesinde, manevi tazminat davalarının kısmen veya tamamen reddedilmesi durumlarında, vekâlet ücretine ne şekilde hükmolunacağının açıkça düzenlendiği, buna karşın maddi tazminat taleplerinin kısmen veya tamamen reddedilmesi durumuyla ilgili olarak özel bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir. Dava konusunun para olması nedeniyle nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna ulaşılabilir ise de, olayın, mahkemeye erişim hakkı ışığında değerlendirilmesinden, davacının, hak ettiği tazminat tutarının neredeyse tamamını vekâlet ücreti olarak idareye ödemesi sonucuna yol açacak olan söz konusu Tarife hükümlerinin ihmal edilmesi gerekmektedir. İdare Mahkemesince, maddi tazminat isteminin tamamı için ret hükmü kurulmasına rağmen idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinde usul kurallarına uygunluk bulunmamaktadır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde belirlenen vekâlet ücretinin davacıdan alınarak idareye verilmesi suretiyle kararın düzeltilerek onanması gerekmektedir.

"İçtihat Metni"

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Davalı idare tarafından 23/11/2011 tarihinde yapılan ihale kapsamında imzalanması gereken Özel Güvenlik Hizmet Alımı sözleşmesinin, 8 ay geç imzalandığından bahisle uğranılan 30.000,00-TL maddi zararın, idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığından bahisle dava tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davacı şirketin, davalı idare tarafından 23/11/2011 tarihinde yapılan Özel Güvenlik Hizmet Alım ihalesine katıldığı, ancak ihalenin başka bir isteklinin uhdesinde bırakıldığı, davacı tarafından şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusunda bulunulmasına karşın her iki başvurunun da reddedildiği, bunun üzerine itirazen şikâyet başvurusunun reddine dair Kamu İhale Kurulu (Kurul) kararının iptali istemiyle açtığı davada ... İdare Mahkemesi’nin ... tarih ve E:... sayılı yürütmenin durdurulması yolundaki kararı üzerine bu defa davacı ile sözleşme imzalandığı, davacı tarafından, aradan geçen 8 aylık sürede işin başka bir firma tarafından yapılmış olması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 24.000,00-TL zarar ile kalan 4 aylık sürede iş yapılmasına karşın 1 yıllık iş yapmış gibi kendisinden malzeme talep edilmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 6.000,00-TL olmak üzere toplam 30.000,00-TL zararın idarece tazminine karar verilmesi istemiyle davanın bakılan açıldığı;

... İdare Mahkemesi tarafından verilen yürütmenin durdurulmasına ilişkin karardan sonra ... tarih ve E:..., K:... sayılı iptal kararı verildiği, bu kararın davalı Kamu İhale Kurumu tarafından temyizi sonucunda Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 04/11/2013 tarih ve E:2013/296, K:2013/2713 sayılı kararıyla bozulduğu, bozma kararı sonrası ... İdare Mahkemesi'nce ... tarih ve E:..., K:... sayılı davanın reddine dair kararın verildiği, sonuç olarak, davacıyla sözleşme imzalanmamasına ilişkin işlemin yargı kararıyla da hukuka uygun bulunduğu hususu dikkate alındığında, davalı idarenin hukuka uygun olan işlemi nedeniyle davacıya tazminat ödenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.

Belirtilen gerekçelerle davanın reddine, nispi olarak hesaplanan 3.600,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, Kamu İhale Kurulu kararına karşı açılan davada verilen kararın kesinleşmediği, ihale uhdesinde kalan isteklinin teklifinin de değerlendirme dışı bırakılması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 24. maddesinin (f) bendinde, kararlarda yargılama giderlerinin ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği; 31. maddesinde, yargılama giderleri hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; anılan madde ile atıfta bulunulan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Yargılama giderlerinin kapsamı" başlıklı 323. maddesinde, karar ve ilam harçları, posta giderleri, keşif ve bilirkişi ücretleri, vekille takip edilen davalarda yasa gereği takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış; 332. maddesinde ise, yargılama giderlerine mahkemece re'sen hükmedileceği kuralına yer verilmiştir.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık ücreti" başlıklı 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği, 168. maddesinin son fıkrasında ise, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.

2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasında, "Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar." kuralı yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

1- İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyize konu Mahkeme kararının, davanın reddine ilişkin kısmında hukuka aykırılık görülmemiştir.

2- 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, Danıştay'ın, temyize konu kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayabileceği açıktır.

Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesinde, herkesin medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelen, mahkemeye erişim hakkının da bu çerçevede değerlendirilmesi gereklidir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hâle getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren ya da dava açılmasının davacıyı dava açtığı konumdan daha da geriye götüren durumlarda mahkemeye erişim hakkının özüne dokunulacak şekilde sınırlandığının kabulü gerekmektedir.

Dava sonucundaki başarıya dayalı olarak taraflara vekâlet ücreti ödeme yükümlülüğü öngörülmesi de bu kapsamda mahkemeye erişim hakkına yönelik bir sınırlama oluşturur. Gereksiz başvuruların önlenerek dava sayısının azaltılması ve böylece mahkemelerin uyuşmazlıkları makul sürede çözebilmesi amacıyla başvuruculara belli yükümlülükler öngörülebilir. Öngörülen yükümlülükler dava açmayı imkânsız hâle getirmedikçe ya da aşırı derecede zorlaştırmadıkça mahkemeye erişim hakkının ihlâl edildiği söylenemez. Dolayısıyla, davayı kaybetmesi hâlinde davacıya yüklenecek olan vekâlet ücreti bu çerçevede değerlendirilmelidir.

Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru yoluyla gelen bir uyuşmazlıkta, 07/11/2013 tarihli, Başvuru No:2012/791 sayılı kararıyla; hak edilen tazminatın 3/4'ünün vekâlet ücreti adı altında idareye verilmesini Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğü kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlâli niteliğinde değerlendirmiştir.

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 10. maddesinde, manevi tazminat davalarının kısmen veya tamamen reddedilmesi durumlarında, vekâlet ücretine ne şekilde hükmolunacağının açıkça düzenlendiği, buna karşın maddi tazminat taleplerinin kısmen veya tamamen reddedilmesi durumuyla ilgili olarak özel bir düzenlemeye yer verilmediği; bununla birlikte, dava konusunun para olması nedeniyle nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna ulaşılabilir ise de, olayın, mahkemeye erişim hakkı ve yukarıda bahsedilen Anayasa Mahkemesi kararı ışığında değerlendirilmesinden, davacının, hak ettiği tazminat tutarının neredeyse tamamını vekâlet ücreti olarak idareye ödemesi sonucuna yol açacak olan söz konusu Tarife hükümlerinin ihmal edilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla; İdare Mahkemesince, maddi tazminat isteminin tamamı için ret hükmü kurulmasına rağmen davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinde usûl kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.

Ancak, bu durumun giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca 2014 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde belirlenen 750,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesi suretiyle kararın düzeltilerek onanması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararının, hüküm fıkrasında yer alan "…-TL vekâlet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine" ibaresinin "Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,

5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 03/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Öne Çıkanlar