Danıştay 5. Daire 2016/51120 E. 2020/5045 K.

21-11-2021

Özeti: Davada Camii uzman imam hatibi olarak görev yapan davacının, siyaset yasağını ihlal ettiğinden bahisle Diyanet İşleri Başkanlığındaki görevine son verilmesine ilişkin işleminin iptaline ve bu işlem nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararlar karşılığı maddi ve manevi tazminatın görevine son verildiği tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir. Davacının bir siyasi parti aleyhine, diğer siyasi parti lehine siyasi faaliyette bulunduğunun sabit olduğu ve bu suretle dini görevi içinde veya dışında, her ne suretle olursa olsun, siyasi partilerden herhangi birini veya onların tutum ve davranışını övme ve yerme yasağını ve tarafsızlık koşulunu ihlal ettiği sonucuna ulaşıldığından, anılan fiili nedeniyle davacının görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir. Dava konusu işlem hukuka uygun bulunduğundan, davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine olanak bulunmamaktadır.

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptal ve kabule ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: İstanbul ili, Büyükçekmece ilçesi, … Camii uzman imam hatibi olarak görev yapan davacının, 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun'un 25. maddesinde belirtilen siyaset yasağını ihlal ettiğinden bahisle Diyanet İşleri Başkanlığındaki görevine son verilmesine ilişkin … tarih ve …sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı işleminin iptaline ve bu işlem nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararlar karşılığı 15.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın görevine son verildiği tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının siyasi propaganda yaptığına kanıt olarak gösterilen tanık ifadelerinin somut ibareler içermediği, başkasından duyulan bilgilerin paylaşılması kapsamında kullanılan ifadeler olduğu, müezzin …'nin anılan tarihlerde ülke dışında olduğu ve siyasi propaganda yapıldığına bizzat şahit olmadığı, …'nin ifadesinde belirttiği davacının arkadaşıyla yaptığı konuşmanın ise kamu hizmeti dışında yapıldığı anlaşıldığından ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, …'nın ifadesinde belirttiği broşür dağıtma fiilini sadece adı geçen tanığın arkadaşından duyduğu, bunun dışında soruşturma raporunda broşür dağıtmaya dair bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı, bu durumda 'dağıtmak' gibi yaygın bir fiili sadece bir tanığın arkadaşı vasıtasıyla duyduğunu belirtmesi ve başka tanıklardan buna dair bir ifade verilmediği de göz önüne alındığında söz konusu fiilin gerçekleşmediği, soruşturma öncesinde davacı hakkında söz konusu iddiayı da içeren soruşturma sonucunda düzenlenen … tarih ve … sayılı raporda da davacının bir siyasi parti lehine veya aleyhine faaliyette bulunmadığının ve bu iddiaların subuta ermediğinin belirtildiği hususu da dikkate alındığında, davacının üzerine atılı bulunan siyasi propaganda yapmak fiilinin sübuta ermediği anlaşıldığından 633 sayılı Kanun'un 25. maddesi uyarınca görevine son verilmesine dair dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, davacının maddi tazminat istemi yönünden; Mahkemelerince yapılan ara kararı üzerine davalı idare tarafından gönderilen bilgi ve belgelere göre; 11.987,00 TL'nin dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği, lojman için kendi isteği ile yapılan harcamaları içeren maddi tazminat talebinin ise reddi gerektiği; davacının manevi tazminat talebinin, idarenin ağır kusurundan söz edilmesine imkan bulunmadığından reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline, davacının 11.987,00 TL maddi tazminat talebinin kabulü ile söz konusu tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebi ile manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda, davacının 30 Mart seçimleri öncesinde siyasi konularda tarafsızlığını koruyamadığı ve tespit edilen eylemleri ile 633 sayılı Kanun'un 25. maddesine aykırı hareket ettiğinin anlaşıldığı, mevzuata uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

İstanbul ili, Büyükçekmece ilçesi, … Camii uzman imam hatibi olarak görev yapan davacı hakkında 30 Mart 2014 seçimleri öncesinde siyasi propaganda yaptığı iddiasına yönelik olarak … tarafından BİMER aracılığı ile verilen şikayet dilekçesi neticesinde yapılan soruşturma sonucu düzenlenen … tarih … sayılı soruşturma raporunda; davacının, mahalle sakinlerine seçimle ilgili iktidar partisi aleyhine, bir başka parti lehine telkinlerde bulunduğunun tanık ifadeleri ile tespit edilmesi sonucu Devlet memurlarının siyaset yapma yasağını ihlal etmiş olması sebebiyle disiplin yönünden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125 D/o. maddesi uyarınca 1 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması, idari yönden ise 633 sayılı Kanun'un "Siyasetle İlgilenme" başlıklı 25. maddesi uyarınca Diyanet İşleri Başkanlığındaki işine son verilmesi teklifi getirilmiştir.

Söz konusu teklifin Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Kurulunda görüşülmesi sonucu davacının siyasi eylemleriyle anılan mevzuat ile getirilen yasağı ihlal ettiği gerekçesiyle tesis edilen 01/10/2014 tarihli ve 122 sayılı karar ile Diyanet İşleri Başkanlığındaki işine son verilmesine karar verilmiş ve bu karar Diyanet İşleri Başkanlığınca onaylanarak … tarih ve … sayılı işlemi ile davacının görevine son verilmiştir.

Bunun üzerine, davacının görevine son verilmesine ilişkin anılan işlemin iptali ile 15.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın görevine son verildiği tarihten itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

T.C. Anayasası'nın "Diyanet İşleri Başkanlığı" başlıklı 136. maddesinde, "Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir." kuralına yer verilmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık" başlıklı 7. maddesinde, "Devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirilirken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunmazlar ve bu eylemlere katılamazlar. Devlet memurları her durumda Devletin menfaatlerini korumak mecburiyetindedirler. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına aykırı olan, memleketin bağımsızlığını ve bütünlüğünü bozan Türkiye Cumhuriyetinin güvenliğini tehlikeye düşüren herhangi bir faaliyette bulunamazlar. Aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamazlar, bunlara yardım edemezler." hükmüne yer verilmiştir.

633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Siyasetle ilgilenme" başlıklı 25. maddesinde, "Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluşunun her derecesinde görev alan personel, Memurin Kanununun hizmetliler için yasak ettiği siyasi faaliyetten başka, dini görevi içinde veya bu görevin dışında, her ne suretle olursa olsun, siyasi partilerden herhangi birini veya onların tutum ve davranışını övemez ve yeremez. Bu gibi hareketleri tahkikatla sabit olanların, ilgili ve yetkili mercilerce işine son verilir." kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Dava konusu işlemin dayanağı soruşturma raporu incelendiğinde, internet üzerinden şikayet dilekçesi veren …'nin ifadesinde; Küçükçekmece İlçe Müftülüğüne bağlı … Cami'nin sürekli cemaatinden olduğunu, caminin eski imam hatibi olan davacının 30 Mart 2014 seçimleri öncesinde bir günde "… parti'ye oy vermeyin, …'ye verin" dediğini, bunu kendisinin de aralarında bulunduğu bir grup cami cemaatine ve cami avlusunda söylediğini, tanıklardan …'nin söz konusu iddiayı doğrulayarak, caminin imam odasında davacının "sen hırsızların yaptıklarını gördün mü? Şu ayakkabı kutularından bizde de olsa" dediğine şahit olduğunu, yine tanıklardan … 'nın da, hükümet aleyhine birtakım yazılar ihtiva eden broşürün esnafa kendisi tarafından dağıtılıp dağıtılmadığını davacıya sorduğunu ve davacının ise kabul ettiğini beyan ettiği görülmüştür.

Anılan ifadelerin değerlendirilmesinden, davacının bir siyasi parti aleyhine, diğer siyasi parti lehine siyasi faaliyette bulunduğunun sabit olduğu ve bu suretle 633 sayılı Kanun'un 25. maddesinde düzenlenen dini görevi içinde veya dışında, her ne suretle olursa olsun, siyasi partilerden herhangi birini veya onların tutum ve davranışını övme ve yerme yasağını ve 657 sayılı Kanun'un 7.maddesinde düzenlenen tarafsızlık koşulunu ihlal ettiği sonucuna ulaşıldığından, anılan fiili nedeniyle davacının görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Dava konusu işlem hukuka uygun bulunduğundan, davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine olanak bulunmamaktadır.

Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali ve 15.000,00 TL maddi tazminat talebinin işlem nedeniyle uğradığı maddi kayıplarının kısmen kabulü ile 11.987,00 TL maddi tazminat tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU

Açıklanan nedenlerle;

1.2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne;

2.Temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının dava konusu işlemin iptali, maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 11.987,00 TL maddi tazminat tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısmının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

4. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Öne Çıkanlar