Özeti: Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrinde subay olarak görev yapan davacının, Kanun Hükmünde Kararname uyarınca Milli Savunma Bakanlığı işlemi ile kamu görevinden çıkarılmasına karar verilmiş olup anılan işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. Davacının Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Milli Savunma Bakanlığının işleminin, davacıya usule uygun olarak tebliğ edildiği kabul edilse dahi, söz konusu işlemde davacının hangi kanun yolları ve mercilere başvurabileceğinin ve dava açma süresinin belirtilmediği dikkate alındığında, idarenin doğru bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından, davanın süresinde açıldığının kabul edilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun gerekçeli reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesi kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır.
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrinde subay olarak görev yapan davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Milli Savunma Bakanlığının 29/08/2016 tarihli işleminin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin kararın ceza infaz kurumunda tutuklu bulunan davacıya 22/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise dava açma tarihinden çok uzun süre sonra 02/08/2019 tarihinde kayda giren dilekçe ile açıldığı, dava dilekçesinde belirtildiği üzere 22/02/2017 tarihinde yapılan tebligatın usule uygun olmadığı kabul edilse dahi idarece verilen ihraç kararının bir örneğinin verilmesi istemiyle yapılan başvuruya verilen cevabi yazının 19/04/2019 tarihinde davacının eline ulaştığı ve en geç bu tarih itibariyle öğrenildiği kabul edilse dahi bu tarihten itibaren 60 gün içinde ve en geç 18/06/2019 tarihinde dava açılması gerektiği, bu suretle dahi söz konusu sürelerin geçirilmesinden çok sonra açılan davada süre aşımı bulunduğundan uyuşmazlığın esasının incelenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; dava konusu işlemin davacıya 22/02/2017 tarihinde tebliğ edildiğinin kabulü ile altmış (60) günlük dava açma süresi içerisinde en geç 23/04/2017 tarihinde işbu davayı açması veya yine bu süre içerisinde 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca idareye başvuruda bulunması ve idareden gelen cevap üzerine kalan dava açma süresi içerisinde işbu davayı açması gerekirken, süresinden sonra yapılan başvuru üzerine 02/08/2019 tarihinde açılan işbu davada süre aşımı bulunduğu sonucuna varılarak istinaf başvurusunun bu gerekçe ile reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; ... Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada terör örgütü üyesi olmak suçlamasından beraat ettiği, dava konusu işlem kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden dava açma süresini kaçırdığı, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından; dava konusu işleme karşı süresi içerisinde dava açılmadığı, bu nedenle Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dava dilekçesinde adli yardım isteminde bulunan davacının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 334. maddesi uyarınca İdare Mahkemesi tarafından adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesine rağmen, davacı tarafından temyiz aşamasında yeniden adli yardım talebinde bulunulmuş ise de aynı Kanunun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder." düzenlemesi gereğince davacının temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrinde subay olarak görev yapan davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca Milli Savunma Bakanlığının 29/08/2016 tarihli işlemi ile kamu görevinden çıkarılmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 40. maddesinin ikinci fıkrasında, "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır."; 125. maddesinin üçüncü fıkrasında ise "İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar." hükümlerine yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında, "Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ... gündür."; "Sürelerle ilgili genel esaslar" başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasında ise, "Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar." düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Devletin, işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve başvuru sürelerini belirtmek zorunda olduğunu düzenleyen Anayasanın yukarıda yer verilen 40. maddesinin ikinci fıkrasının, ayrı bir yasal düzenlemenin varlığını gerektirmeyen, doğrudan uygulanabilir nitelikte bir düzenleme olması nedeniyle, yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak idari mercileri ve kanun yolları ile sürelerini belirtmesi zorunludur.
Öte yandan, her ne kadar Anayasanın 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağı belirtilmiş ise de, söz konusu düzenleme Anayasanın 40. maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenleme ile birlikte değerlendirildiğinde; kişilere bildirilen idari işlemlerde, bu işlemlere karşı kanun yollarına başvuru süresi ve başvuru yerinin gösterilmesi gerektiği, dava açma süresini başlatacak olan bildirimin, başvuru mercii ve süresini de gösteren yazılı bildirim olduğu, bunun dışındaki yazılı bildirimlerin, Anayasanın 40. maddesinin ikinci fıkrasının amir hükmüne uygun olmadığından, dava açma süresinin işlemeye başlamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Özetle, Anayasanın 40. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, başvuru mercii ve süresi bildirilmeyen işlemlerin ilgilisine tebliği dava açma süresini başlatmayacağından, dava açma süresinin geçmesinden sonra açılan bu tür davaların süre aşımı yönünden reddedilmemesi gerekmektedir.
Söz konusu değerlendirmeler ışığında dava konusu uyuşmazlık incelendiğinde; davacının 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Milli Savunma Bakanlığının 29/08/2016 tarihli işleminin, 22/02/2017 tarihinde davacıya usule uygun olarak tebliğ edildiği kabul edilse dahi, söz konusu işlemde Anayasanın 40. maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenlemeye aykırı olarak, davacının hangi kanun yolları ve mercilere başvurabileceğinin ve dava açma süresinin belirtilmediği dikkate alındığında, idarenin doğru bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından, davanın süresinde açıldığının kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun gerekçeli reddine ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun gerekçeli reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 15/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerin hiçbirine uymadığından, istemin reddi ile temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.