Özeti: Davacı tarafından astsubay olarak görev yapmakta iken, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Milli Savunma Bakanlığı işleminin iptali ile yoksun kaldığı parasal hakların yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir. İdare Mahkemesi kararında olayda, davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçlamasıyla açılan ceza davasının devam ettiğinin görüldüğü, bu durumda Kanun Hükmünde Kararname uyarınca bir kamu personelinin kamu görevinden çıkarılabilmesi için, terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğunun değerlendirilmesi bu konuda bir kanaatin oluşması yeterli görülerek bu konuda idarelere geniş takdir yetkisi verilmiş olduğu, diğer taraftan davacının icra ettiği askeri görevin hassasiyeti, önem ve özelliği, görev yapmaya devam etmesi halinde ülkenin güvenliği ve savunulmasından sorumlu olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin güvenilirliğini ve saygınlığını zedeleyeceğinin açık olduğu hususları birlikte dikkate alındığında, davacının meslekte kalmasının uygun olmadığı anlaşılmakla, davalı idarece terör örgütü ile mensubiyeti, iltisakı ve irtibatı olduğu değerlendirilen davacı hakkında, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan hukuka uygunluğu ortaya konulan işlem nedeniyle davacının uğramış olduğunu iddia ettiği zararların tazmin edilmesi talebinin kabulünün de mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Temyizen incelenen karar hukuka uygun olduğundan davacının temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, İstanbul 47. Kom. Tuğ. Kur. Başkanlığı bünyesinde astsubay olarak görev yapmakta iken, 7145 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 35. madde uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Milli Savunma Bakanlığı'nın … tarih ve … sıra, … karar numaralı işleminin iptali ile yoksun kaldığı parasal hakların yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; olayda, davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçlamasıyla açılan ceza davasının ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin E:… sayılı esasına kayıtlı olarak devam ettiğinin görüldüğü, bu durumda 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 35. maddesi uyarınca bir kamu personelinin kamu görevinden çıkarılabilmesi için, terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğunun değerlendirilmesi/bu konuda bir kanaatin oluşması yeterli görülerek bu konuda idarelere geniş takdir yetkisi verilmiş olduğu, diğer taraftan davacının icra ettiği askeri görevin hassasiyeti, önem ve özelliği, görev yapmaya devam etmesi halinde ülkenin güvenliği ve savunulmasından sorumlu olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin güvenilirliğini ve saygınlığını zedeleyeceğinin açık olduğu hususları birlikte dikkate alındığında; davacının meslekte kalmasının uygun olmadığı anlaşılmakla, davalı idarece FETÖ/PDY terör örgütü ile mensubiyeti, iltisakı ve irtibatı olduğu değerlendirilen davacı hakkında, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan hukuka uygunluğu ortaya konulan işlem nedeniyle davacının uğramış olduğunu iddia ettiği zararların tazmin edilmesi talebinin kabulünün de mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; istinafa konu edilen mahkeme kararına dair gönderinin 12/01/2021 tarihinde davacı vekilinin elektronik tebligat hesabına ulaştığı, 17/01/2021 tarihinde de yukarıda yer verilen düzenlemede belirtildiği şekilde tebligatın yapılmış sayıldığı, dolayısıyla davacı vekili tarafından mahkeme kararına istinaf talebinde bulunulabilecek son tarihin, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30. ve son gün olan 16/02/2021 (kararda sehven 16/01/2021 yazılmış) tarihi olduğu, davacı vekilinin 17/02/2021 kayıt tarihli dilekçeyle yaptığı istinaf başvurusunun 30 günlük süre geçirildikten sonra yapılmış olması karşısında, mahkeme kararına yapılan istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle incelenmesine hukuken imkan bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, 12/01/2021 tarihinde UETS hesabına düşen tebligatın 17/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı, ancak 17/01/2021 tarihi pazar gününe denk geldiğinden bu günü takip eden ilk iş günü olan 18/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiş sayılması gerektiği, Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 9. maddesinin 6. fıkrasında beşinci günün hafta sonuna denk geldiği hallere ilişkin düzenleme bulunmadığı, bu nedenle kanun boşluğu bulunduğu, söz konusu yönetmelikte hüküm bulunmadığından Tebligat Kanunu’nun 11. maddesinin uygulanması gerektiği belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz başvurusunun yasal dayanaktan yoksun olduğu belirtilerek, temyiz istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. İstinaf başvurusunun yukarı özetlenen gerekçeyle süre aşımı yönünden reddine ilişkin temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 07/07/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.