Danıştay 8. Dairesi 2021/31 E. 2021/2560 K.

17-12-2021

Özeti: Davacı şirket tarafından, bulunan sahada petrol aramak üzere verilen petrol arama ruhsatının iptali talebinin reddi ile ruhsatın terk işlemleri sonucunda teminat mektubunun ABD Doları bedelinin irat kaydedileceği yönünde tesis edilen işlemin iptali ve yürütmesinin durdurulması istenilmektedir. Davacı şirket tarafından Türk Petrol Kanununda itiraz merci olarak yetkilendirilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına itiraz istemiyle idari başvurunun yapılmadığı görülmüş olup, iptal davası açılmadan önce idareden herhangi bir ön karar alınmamış olması yasal düzenleme uyarınca idari mercii tecavüzü teşkil ettiğinden ve bu haliyle davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığından, dava dilekçesinin ön karar alınmak üzere merciine tevdi edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

DAVANIN ÖZETİ : Davacı şirket tarafından, Şırnak ili sınırları içerisinde bulunan … - …, … pafta numaralı sahada petrol aramak üzere verilen petrol arama ruhsatının iptali talebinin reddi ile ruhsatın terk işlemleri sonucunda teminat mektubunun 297.000,00 ABD Doları bedelinin irat kaydedileceği yönünde tesis edilen … tarih ve … sayılı işlemin iptali ve yürütmesinin durdurulması istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :Şırnak ili, … İlçesinde bulunan petrol arama ruhsatını 06.08.2015 tarihinde alındığını ve petrol arama çalışmalarına başlanıldığını ancak bölgede yaşanan terör olayları nedeni ile istihdam edilen ekiplerin ve makinaların sahaya intikal edemediğini, 15.04.2016 tarihinde mücbir sebep dahilinde erteleme talebinde bulunulduğunu, olayların devam etmesi nedeniyle 08.02.2018 tarihinde 2. kez aynı talepte bulunulduğu, idare tarafından mücbir sebep nedeniyle ruhsatın başlangıç tarihinin 01.01.2019 olarak belirlendiğini, ancak ofis çalışmaları ile devam eden çalışmalar ile verimli bir program izlenemediği; 05.10.2020 tarihinde davalı idareye başvurarak arama ruhsat sahasında can güvenliğinin sağlanamaması nedeniyle fiilen çalışma imkanı olmaması ve bölgenini "askeri yasak bölge " olarak ilan edilmesi nedeniyle çalışmanın da imkansız olduğu tüm bu nedenlerle, arama ruhsatının iptali ve teminatın iadesinin talep edildiğini, ancak dava konusu işlem ile işlemin terk işlemi olarak değerlendirileceği ve taahüt edilen 14.850.000(14milyon850bin) ABD doları teminatın %2'sine karşılık gelen 297.000ABD doları teminatın irat kaydedileceğinin bildirildiği, ancak arama ruhsatına ilişkin yükümlülüklerinin olağanüstü koşullar nedeniyle yerine getiremediklerini, dava konusu sahanın sınıra bitişik olduğu ve can güvenliğinin sağlanmasının devletin yasal zorunluluğu olduğunu ancak idarenin eksik ve kusurlu davranışının bir neticesinin taraflarına cezai şart uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu öne sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI :6491 sayılı Türk Petrol Kanunun 20. maddesinin birinci fıkrasında, bu kanun hükümlerine göre alınmış ve alınacak olan tüm haklarda başvuru veya hak sahipleri arasında çıkacak ihtilaflara ilişkin itizların Bakanlık tarafından sonuçlandırılacağının düzenlendiğini, davacı tarafından dava konusu işleme, Bakanlığa hitaben yazılan ancak idarelerine verilen … tarihli ve … sayılı dilekçesi ile, ruhsat sahasının bulunduğu Şırnak ilinde can güvenliğinin tam olarak sağlanmadığı, "askeri yasak bölge " ilanları sebebiyle saha çalışmalarının gerçekliştirilemediği, ofis çalışmalarında ise verimli bir program izlenemediği, mücbir sebeplerden dolayı imkansız hale gelmesi sebepleri ile ruhsatın terkini ve iptalini, yükülülüklerin kaldırılması ve teminatların iadesi bu itibarla dava konusu edilen Genel Müdürlüğün teminatın irat kaydedilmesine ilişkin 03.11.2020 tarihli işlemin geri alınmasının talep edildiği belirtilmektedir.

Söz konusu itiraz dilekçesine … tarihli ve … sayılı yazı ile cevap verildiğini ve başvuru dilekçesinin Bakanlığa hitaben yazılmasına rağmen Genel Müdürlüğe tevdi edilmiş olması nedeniyle başvurusunun usulen hatalı olduğunun, Şırnak ili snırlarında bulunan petrol arama ruhsatının 5 yıllık süresinin dolmasına 3 yıldan fazla bir zaman olduğu, terk işlemleri sonucunda işlem tesis edilerek iş ve yatırım programlarında taahhüt edilen 14.850.00,00 ABD Doları teminatın %2'sine karşılık gelen 297.000,00 Doların irat kaydedileceğinin taraflarına bildirildiği ancak nihai talepleri beklenirken Danıştay Sekizinci Dairesinde dava açıldığının görüldüğünün, teminatın irat kaydedilmesine ilişkin herhangi bir işlemin henüz tesis edilmediğinin petrol ruhsat sahiplerinin kanunda öngörülen usulü izleyerek ruhsatı terk edebileceği, terk başvurusu tarihinden itibaren ruhsattan doğan hakların sona ereceği, ruhsata ilişkin sorumlulukların ise ancak başvuru tarihine kadar olan yükümlülüklerin yerine getirilmiş olması halinde sona ereceği; Petrol Kanunun 24. maddesinin 6. fıkrasında, kanunda belirtilen mücbir sebepler dışında teminatın taathüt edilen iş programında yıllık gerçekleştirilmeyen miktarına karşılık gelen yatırım tutarının irat kaydedileceği, dolayısıyla kanunda mücbir sebeple ruhsatın terki halinde, mücbir sebeple teminatın tamamen iadesini öngören istisnai bir hukuki düzenlemenin mevcut olmadığı; aksine Kanunun iş programı için gerekli yatırım tutarının %2 si kadar teminat verilmesini düzenleyen 7. maddesinin 3. fıkrası ile arama ruhsatının terki durumunda, teminatın iş programının gerçekliştirilmeyen kısmına karşılık gelen tutarın irat kaydedileceğinin açıkça düzenlendiği ileri sürülmüştür.

Davacıya ait arama ruhsatının 5 yıllık süresinin dolmasına 3 yıldan fazla bir zaman olduğu ve özel güvenlik bölgesi sınırları içinde arama ve işletme faaliyetinin yapılmasının Genelkurmay Başkanlığının olumlu mütaalası ile yani idari başvuru yolu kullanarak mümkün olduğu görüldüğünden davacının talebinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ :Davacı tarafından, 6491 sayılı Türk Petrol Kanununda oluşabilecek ihtilafları çözmekle görevlendirilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına itiraz istemiyle idari başvurunun yapılmadığı görülmüş olup, dava açılmadan önce idareden herhangi bir ön karar alınmamış olması yasal düzenleme uyarınca ''idari mercii tecavüzü'' teşkil ettiğinden ve bu haliyle davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığından, dava dilekçesinin ön karar alınmak üzere merciine tevdi edilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü.

HUKUKİ SÜREÇ:

Davacı şirket adına 12.08.2015 tarihinde Şırnak ili …ilçesi sınırlarında …-…,… nolu petrol arama ruhsatı düzenlendiği, 15.042016 tarihinde davacı şirket tarafından bölgede yaşanan terör olayları nedeniyle mücbir sebeple yasal yükümlülüklerinin ertelenmesi talep edilmiş ve 08.02.2018 de ikinci kez ertelenme talep edilmiş ve davalı idare tarafından 01.01.2019 tarihi ruhsat başlangıç tarihi olarak kabul edilerek davacıya teslim edilmiştir.

Davacı şirket tarafından, 05.10.2020 tarihli dilekçe ile davalı idareye başvurularak, can güvenliğinin sağlanamaması nedeniyle fiiline çalışmanın mümkün olamaması, dahası bölgenin "Askeri yasak bölge" ilan edilmesi nedeniyle ruhsatın iptali ve teminatın iadesi talep edildiği, davalı idarece tesis edilen 03.11.2018 tarihli dava konusu işlemde ise, "davacı şirkete, ruhsatın veriliş süreci, mücbir sebep kapsamında ruhsatta yapılan uzatımlar, hali hazırda bölgedeki diğer şirketlerin faaliyetlerine devam ettikleri belirtilmiş ve arama ruhsat süresi olan 5 yılın dolmasına henüz 3 yıl bulunduğu gerekçesiyle ruhsat iptal talebinin reddedildiği ve ruhsatın terk edilmesi durumunda ise terk işlemlerinin yapılacağını ancak Türk Petrol Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nin 28. maddesinin 5. fıkrası gereği ruhsat teminatının %2 olan 297.000,00 Doların irat kaydedileceğinin " bildirilmiştir.

Davacı şirket tarafından 23.12.2020 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına hitaben yazılan ancak davalı idareye (MAPEG) verilen dilekçe ile dava konusu edilen davalı idareye ait … tarih ve … sayılı işlemin kaldırılmasını talep edilmiştir. Davalı idarenin 22.02.2021 tarihli cevabi yazısında ise; "Başvuru dilekçesinin Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'ne tevdi edilmiş olması nedeniyle başvurunun usulen hatalı yapıldığını, itirazın Bakanlığı yapılması gerektiğini, dava konusu ruhsat sahasının terk edilip edilmeyeceğine ilişkin nihai talebin Genel Müdürlüklerine bildirilmesi gerektiği" hususunun belirtildiği, anlaşılmaktadır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

İlgili Mevzuat:

2577 sayılı Kanunun ''Dilekçeler üzerine ilk inceleme'' başlıklı 14. Madde 3. fıkrasında :'' Dilekçeler, Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından:

a) Görev ve yetki,

b) İdari merci tecavüzü,

c) Ehliyet,

d) İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı,

e) Süre aşımı,

f) Husumet,

g) 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadıkları,

yönlerinden sırasıyla incelenir.'' ve 6. fıkrasında ''Yukarıdaki hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15 nci madde hükmü uygulanır.'' hükümleri yer almakta; aynı Kanunun ''İlk inceleme üzerine verilecek karar'' başlıklı 15. maddesi 1. fıkrası e bendinde ise: ''Danıştay veya idare ve vergi mahkemelerince yukarıdaki maddenin 3 üncü fıkrasında yazılı hususlarda kanuna aykırılık görülürse, 14üncü maddenin 3/b bendine görehalde dilekçelerin görevli idare merciine tevdiine .. karar verilir.'' hükmü bulunmaktadır.

6491 sayılı Türk Petrol Kanun'nun "İtiraz ve dava açma" başlıklı 20. Maddesinde

"(1) Bu Kanun hükümlerine göre alınmış veya alınacak olan tüm haklarda başvuru veya hak sahipleri arasında çıkacak ihtilaflara ilişkin itirazlar Bakanlık tarafından sonuçlandırılır.

(2) Bakanlık tarafından alınan başvuru, araştırma izni, arama ruhsatı ve işletme ruhsatından doğan haklara tesir eden kararlara karşı açılacak davalar ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür." düzenlemesi mevcuttur.

Hukuki Değerlendirme:

İdari işlemler, idari makam ve mercilerin idari faaliyet alanında idare hukuku çerçevesinde tek taraflı irade açıklamasıyla hukuk aleminde sonuç doğuran kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tasarruflarıdır. Kamu gücü ve kudretinin, üçüncü kişiler üzerinde ayrıca başka işlemin varlığına gerek olmaksızın, doğrudan doğruya çeşitli hukuki sonuçlar doğurmak suretiyle etkisini gösterdiği işlemler icrai niteliktedir. İdari işlemin icrailiğinin iptal davasına konu oluşturması bakımından İdari Yargılama Usulü Kanununda “yürütülmesi gereken işlem” terimi ile ifade edildiği belirtilebilir. İdari işlemlerin bazılarının iptal davasına konu olabilmesi için, ilgili mevzuatta öngörülen son bir idari başvurunun yapılmasına bağlıdır. Bu zorunlu idari başvuru yolu tüketildikten sonra idari işlem, kesin ve yürütülebilir hale gelmektedir.

İdari merci tecavüzünün varlık nedeni olan zorunlu idari başvurulardan biri de Türk Petrol Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenmiştir.

Türk Petrol Kanununda belirlenen haklarla ilgili uyuşmazlıkların çözümü konusunda iki aşamalı bir sistem benimsenmiştir. Maddenin (1) numaralı fıkrasını oluşturan dava konusu kurala göre, bir uyuşmazlık ortaya çıktığında durum öncelikle Bakanlık nezdinde yapılacak itirazla çözüme kavuşturulmaya çalışılacaktır. Bu şekilde, başvurularla ilgili olarak ya da kullanılan bir hak konusunda, bu hak veya başvuruların süjesi olan kişiler arasında bir anlaşmazlık ortaya çıktığında ilk başvurulacak çözüm yolu "itiraz" olarak belirlenmektedir. İtiraz yolunda, hak ya da başvuru sahipleri Bakanlık tarafından uyuşmazlığın bir çözüme kavuşturulmasını talep ederler. Bunun üzerine Bakanlık ilgili talebe ilişkin bir karar verir. Ancak Bakanlık uyuşmazlığın çözümü konusunda nihai merci değildir. Zira idari mercilere itiraz yolu, yargıyı tamamlayıcı nitelikte bir çözüm yoludur. Maddenin (2) numaralı fıkrasında ise (1) numaralı fıkrada öngörülen usule göre verilen kararı hukuka uygun bulmayan tarafların, karar aleyhine her zaman yargı yoluna başvurabileceği düzenlenmektedir. Bu şekilde belirlenen uyuşmazlık çözüm yöntemi, şikâyet ve dava hakkını engellemediği gibi mahkemelerin dava yoluyla çözümlenmesi gerekmeyen işlerle meşgul edilmemesi yönünden bir alternatif çözüm yoludur. (A.Y.M. 03/07/2014 tarih ve E:2013/96, K:2014/118)

Davacı şirket tarafından Türk Petrol Kanununda itiraz merci olarak yetkilendirilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına itiraz istemiyle idari başvurunun yapılmadığı görülmüş olup, iptal davası açılmadan önce idareden herhangi bir ön karar alınmamış olması yukarıda metnine yer verilen yasal düzenleme uyarınca ''idari mercii tecavüzü'' teşkil ettiğinden ve bu haliyle davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığından, dava dilekçesinin ön karar alınmak üzere merciine tevdi edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Öte yandan; bu kararın davalı idareye tebliğ edildiği tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içerisinde davalı idarece bir cevap verilmesi halinde bu cevabın davacı tarafa tebliğ edildiği tarihi izleyen günden itibaren, altmış gün içerisinde cevap verilmediği takdirde ise bu sürenin bittiği tarihi izleyen günden itibaren dava açma süresi içerisinde yeniden dava açılabileceği de açıktır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1.2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin 1/e bendi uyarınca dava dilekçesinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na tevdiine,

2.Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde iadesine,

3. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,

4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere 28/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Öne Çıkanlar