DANIŞTAY 2. DAİRE
Esas Numarası: 2013/4583
Karar Numarası: 2014/3270
Karar Tarihi: 09.04.2014
Özeti: Dava memur personelin vekalet ücretinin verilmesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal hakların tazminine karar verilmesi istemine ilişkindir. Anayasa Mahkemesi kararlarında; kendisinden önceki kanunu, kanun hükmünde kararname ya da bunların hükümlerini açıkça yürürlükten kaldıran bir kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya bunların hükümlerinin iptal edilmesi durumunda, eski yasal düzenlemenin kendiliğinden ve yeniden yürürlüğe giremeyeceği kabul edilmiştir. Olayda söz edilen Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Aynı konuda düzenleme yapan önceki Kanun Hükmünde Kararname kendiliğinden yürürlüğe girmeyecektir. Bu nedenle, davacıya vekalet ücreti ödenmesi konusunda herhangi bir yasal düzenleme mevcut olmadığından, aksi yönde verilen Mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Dava; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Hukuk Müşavirliğinde Bilgisayar İşletmeni olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca memur personele ödenen vekalet ücretinin 2012 yılında da tarafına verilmesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile söz konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İstanbul 9. İdare Mahkemesi'nin 25.01.2013 günlü, E:2012/992, K:2013/98 sayılı kararıyla; Anayasa Mahkemesi'nin resmi internet sitesinde yayınladığı 31.12.2012 tarihli duyuruda; 11.10.2011 günlü ve 666 sayılı KHK'nın Ek 12. maddesinin (2) numaralı bendinin, 6223 sayılı Yetki Kanun’u kapsamında olmadığından Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptali gerektiğine karar verildiğinin belirtildiği, bu durumda, dava konusu işlemin dayanağının, Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş olması karşısında, hukuksal dayanağı kalmayan söz konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, anılan işlemden doğan maddi hak kayıplarının davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.
Davalı idare; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceğini ileri sürmekte ve Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 1897 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile değiştirilerek kabul edilen 12 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 146. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunun birinci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren memurların aylık, ücret, ödenek, hizmetle ilgili her çeşit ödeme ve bunların şekil ve şartları bakımından bu Kanundaki hükümlere, aynı maddenin ikinci fıkrası kapsamına giren memurların özel kanunlardaki hükümlere tabi olduğu, ikinci fıkrasında, memurlara kanun, tüzük ve yönetmeliklerin ve amirlerin tayin ettiği görevler karşılığında bu Kanunla sağlanan haklar dışında ücret ödenemeyeceği, hiçbir yarar sağlanamayacağı (Gençlik ve Spor hizmetleri uygulamasında fiilen görevlendirilecekler hariç.) hüküm altına alınmış; uyuşmazlık tarihi itibariyle yürürlükte olan üçüncü fıkrasında ise, "(Değişik: 14/1/1988 - KHK - 311/1 md.) Ancak, 2/1/1961 tarihli ve 196 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi, 7/6/1926 tarihli ve 904 sayılı Kanuna 30/1/1957 tarihli ve 6893 sayılı Kanunla eklenen ek 5 inci maddenin birinci ve ikinci fıkraları, 19/7/1972 tarihli ve 1615 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi, 13/1/1943 tarihli ve 4358 sayılı Kanun’un değişik 14 üncü maddesi ve 2/2/1929 tarihli ve 1389 sayılı Kanun ile Katma Bütçeli Kurumların, İl Özel İdareleri ve Belediyeler ile bunlara bağlı birliklerin davalarını sonuçlandıran avukat ve saireye verilecek vekalet ücretine ilişkin sair kanun hükümleri saklıdır. (Değişik cümle: 20/3/1997-KHK-570/8 md.) Şu kadar ki, vekalet ücretinin yıllık tutarı, hukuk müşavirleri ve avukatlar için 10000, diğerleri için 6000 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemez. Bu esasa göre yapılacak dağıtım sonunda artan miktar merkezde bir hesapta toplanarak Maliye ve Gümrük Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmeliğe göre diğer avukatlar arasında, yukarıdaki miktarı aşmamak üzere eşit olarak dağıtılır." hükmüne yer verilmiştir.
657 sayılı Yasa'nın 146. maddesinin üçüncü fıkrası, 26.9.2011 günlü, 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 18. maddesinin 3. fıkrası ile yürürlükten kaldırılmış; aynı KHK'nın "davalardaki temsilin niteliği ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı" başlıklı 14. maddesinin 2. fıkrasında, idarelerin lehine karara bağlanan ve tahsil olunan vekalet ücretlerinin, hukuk biriminin bağlı olduğu idarenin merkez teşkilatında bir emanet hesabında toplanarak idarenin hukuk biriminde fiilen görev yapan personele bu fıkrada yer alan usul ve sınırlar dahilinde ödeneceği, a) vekalet ücretinin; dava ve icra dosyasını takip eden hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü veya avukata %55’inin, dağıtımın yapıldığı yıl içerisinde altı aydan fazla süreyle hukuk biriminde fiilen görev yapmış olmak şartıyla, hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü ve avukatlara %40’ının, hukuk biriminde görev yapan diğer personele %5’inin eşit olarak ödeneceği, b) ödenecek vekalet ücretinin yıllık tutarının; hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü, avukatlar için (10.000) gösterge, diğerleri için (6.000) gösterge rakamının, memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık brüt tutarının oniki katını geçemeyeceği kuralı yer almış; 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 14. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde yer alan“, hukuk biriminde görev yapan diğer personele %5’i” ibaresi ile aynı fıkranın (b) bendinde yer alan “, diğerleri için (6.000) gösterge” ibaresi, 11.10.2011 günlü, 666 sayılı Kamu Görevlilerinin Mali Haklarının Düzenlenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesi ile 31.12.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmış; her iki Kanun Hükmünde Kararname de 02.11.2011 tarihli Resmi Gazetelerde yayımlanmış; 11.10.2011 tarihli ve 666 sayılı KHK ile 659 sayılı KHK'nın 14. maddesinde yapılan ve yukarıda belirtilen düzenlemeler ise, Anayasa Mahkemesi’nin 10.10.2013 günlü, 28791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 27.12.2012 günlü, E:2011/139, K:2012/205 sayılı kararı ile, "kuralda öngörülen mali haklara ilişkin hükmün, mevcut veya yeni ihdas edilen ya da bir başka bakanlıkla birleştirilen bakanlıkların görev, yetki, teşkilat ve kadrolarının düzenlenmesiyle bağlantılı ve bunların zorunlu sonucu olmadığı, doğrudan mali haklara ilişkin bir düzenleme niteliğinde olduğu, bu nedenle, iptali istenen kuralın 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında bulunmadığından Anayasa'nın 91. maddesine aykırı olduğu" gerekçesiyle iptal edilmiştir.
Uyuşmazlık, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Hukuk Müşavirliğinde Bilgisayar İşletmeni olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca memur personele ödenen vekalet ücretinin 2012 yılında da tarafına verilmesi isteminden kaynaklanmıştır.
Dava konusu olayda, davacının talep ettiği vekalet ücretinin dayanağı olan 657 sayılı Yasa'nın 146. maddesinin üçüncü fıkrası, 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 18. maddesinin 3. fıkrası ile yürürlükten kaldırıldığından, yürürlükte olmayan söz konusu Yasa hükmüne istinaden davacıya vekalet ücreti ödenmesi mümkün değildir.
659 sayılı KHK'nın 14. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde yer alan “, hukuk biriminde görev yapan diğer personele %5’i” ibaresi ile aynı fıkranın (b) bendinde yer alan “, diğerleri için (6.000) gösterge” ibaresini yürürlükten kaldıran 666 sayılı KHK'nın 1. maddesinin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesi üzerine, söz konusu ibareler uyarınca davacıya vekalet ücreti ödenip ödenmeyeceği hususuna gelince;
Anayasa Mahkemesi kararlarında; kendisinden önceki kanunu, kanun hükmünde kararname ya da bunların hükümlerini açıkça yürürlükten kaldıran bir kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya bunların hükümlerinin iptal edilmesi durumunda, eski yasal düzenlemenin kendiliğinden ve yeniden yürürlüğe giremeyeceği kabul edilmiştir.
Belirtilen bu durum, "Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği"ne ilişkin ilkenin hukuki bir sonucudur. Anayasa'nın 153. ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 66. maddelerinde, Anayasa Mahkemesi'ne iptal kararlarının yürürlüğe girme tarihini erteleyerek ayrıca belirleme yetkisinin tanınmış olması da, iptal edilen kanun, kanun hükmünde kararname ya da bunların hükümleriyle yürürlükten kaldırılmış olan yasal düzenlemelerin kendiliğinden yürürlüğe girmeyeceği yolundaki içtihadı doğrulamaktadır.
Anayasa Mahkemesi'ne belirtilen yetkinin tanınmasıyla, iptal kararı üzerine ortaya çıkan hukuki boşluğu giderecek yeni yasal düzenlemelerin yapılması için yasama organına imkan tanındığı kuşkusuzdur.
Bu durumda, 659 sayılı KHK'nın 14. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde yer alan “, hukuk biriminde görev yapan diğer personele %5’i” ibaresi ile aynı fıkranın (b) bendinde yer alan “, diğerleri için (6.000) gösterge” ibaresini yürürlükten kaldıran 666 sayılı KHK'nın 1. maddesinin, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiği görülmekle birlikte, söz konusu iptal kararının usule ilişkin olduğu ve 659 sayılı KHK'da yer alan bahse konusu ibarelerin Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı uyarınca kendiliğinden yürürlüğe girmeyeceği açıktır.
Bu nedenle, davacıya vekalet ücreti ödenmesi konusunda her hangi bir yasal düzenleme mevcut olmadığından, aksi yönde verilen Mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, İstanbul 9. İdare Mahkemesi'nce verilen 25.01.2013 günlü, E:2012/992, K:2013/98 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme'ye gönderilmesine, tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde Danıştay'a kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 09.04.2014 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi.