Gaziantep BAM 17. H.D. 2019/536 E. 2020/986 K.

16-10-2021

Özeti: Davacının yolcu olarak içinde bulunduğu aracın hatalı sollama yapması sonucu karşı yönden gelen başka bir araca çarpması sonucu meydana gelen kaza neticesinde davacının yaralandığı ve kalıcı sakatlığının meydana geldiği beyan edilerek davacı için maddi tazminatın şirketten tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Haksız fiil sorumluluğunun kabul edilebilmesi için, hukuka aykırı bir fiil olması, failin kusurlu olması, hukuka aykırı fiilden bir zarar meydana gelmiş olması ve zarar ile zarara sebebiyet veren fiil arasında uygun illiyet bağının bulunması şeklinde dört koşulun olması gerekir. Olayla ilgili tutulan kaza tespit tutanağında, çift taraflı olarak meydana gelen bu kazanın oluşumunda sürücünün asli kusurlu olduğu belirtilmiştir. Ancak mahkemece, şirketin cevap dilekçesinde de açıkladığı itirazları incelenmeden sadece maluliyet ve hesap raporu alınarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Meydana gelen kazada kusur durumlarının dosyaya, oluşa uygun olarak denetime elverişli ve gerekçeli olarak konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle tespiti gerekir. Şirketin istinaf başvurusunun kabulü ile sair istinaf itirazları incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.

Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 09/07/2018 tarih ve 2014/396 esas ve 2018/678 karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

Gereği düşünüldü:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/06/2012 tarihinde Şanlıurfa -Mardin karayolu üzerinde müvekkilinin yolcu olarak içinde bulunduğu 34 A.... plakalı ve M. T. sevk ve idaresindeki aracın hatalı sollama yapması sonucu karşı yönden gelen başka bir araca çarpması sonucu meydana gelen kaza neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve kalıcı sakatlığının meydana geldiğini, beyan ederek tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile müvekkili için 1.000,00 TL maddi (işgöremezlik) tazminatın davalı şirketten tahsiline, karar verilmesini, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili yargılama sırasında talebini 6.820,54 TL olarak ıslah etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve kötü niyetli olarak açıldığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kabulüyle 6.820,54 TL alacağın dava tarihi olan 05/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; kusur raporu alınmadan hüküm kurulduğunu, hükmedilen tazminata hatır taşıması indirimi yapılmadığını, müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle tazminat talebine ilişkindir.

HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;

1-)Öncelikle haksız fiil sorumluluğunun kabul edilebilmesi için, hukuka aykırı bir fiil olması, failin kusurlu olması, hukuka aykırı fiilden bir zarar meydana gelmiş olması ve zarar ile zarara sebebiyet veren fiil arasında uygun illiyet bağının bulunması şeklinde dört koşulun olması gerekir. Olayla ilgili tutulan kaza tespit tutanağında, belirtildiği üzere çift taraflı olarak meydana gelen bu kazanın oluşumunda sürücü M. T.'un asli kusurlu olduğu belirtilmiştir. Ancak mahkemece, davalı vekilinin 30/05/2014 tarihli cevap dilekçesinde de açıkladığı itirazları incelenmeden sadece maluliyet ve hesap raporu alınarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, 16/06/2012 tarihinde meydana gelen kazada kusur durumlarının dosyaya, oluşa uygun olarak denetime elverişli ve gerekçeli olarak konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle tespiti gerekir.

2-)Ayrıca davalı tarafça dava konusu olayda müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği savunulmuştur. Bu durumda mahkemece olaya ilişkin dosyada mevcut ifade ve tutanaklar da değerlendirilerek hatır taşıması indirimi yapılması gereken bir husus bulunup bulunmadığı, kaza sırasında davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün ehliyetsiz olması karşısında bu hususun müterafik kusur oluşturup oluşmadığı ve tazminattan indirim nedeni sayılıp sayılamayacağı tartışılıp değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiştir

Bu itibarla HMK'nın 353/1-a,6 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, sair istinaf itirazları incelenmeksizin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüyle Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 09/07/2018 tarih ve 2014/396 esas ve 2018/678 karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,

2-)Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,

3-)Davalıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde iadesine,

4-)İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,

5-)Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK'nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi. 08/10/2020

Öne Çıkanlar