ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2021/357
Karar Numarası: 2021/348
Karar Tarihi: 04.03.2021
Özeti: Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın asıl alacak yönünden iptali istemine ilişkindir. Mahkemece ise davacı vekiline yapılan ihtaratta takip dayanağı olan aslını ibraz etmek üzere kesin süre verilmiştir. Takip dayanağı olarak dosyada fotokopisi yer alan, daha sonra istinaf dilekçesi ekinde aslı sunulan sözleşme ise farklı tarihlidir. Mahkemece davacı vekiline yapılan kesin süre ihtaratı ile aslının sunulması istenilen genel kredi sözleşme tarihi hatalı olarak yer aldığından kesin süre ihtaratı sonuç doğurmayacaktır. Davacı vekili istinaf dilekçesi ekinde icra takip dayanağı doğru tarihli kredi sözleşmesi aslını ibraz etmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece usulüne uygun olmayan kesin süre ihtaratının sonuç doğurmayacağı gözetilerek yargılamaya devam edilmesi gerekmektedir.
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 19.427,00 TL asıl alacağa itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; takip dayanağı bireysel kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, şahsi kefaletinin bulunmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalının genel kredi sözleşmesindeki imzayı inkar ettiği, takip dayanağı genel kredi sözleşmesi aslını sunmak üzere davacıya 1 aylık kesin süre verildiği, ihtaratlı kesin süreye rağmen davacının ara karar gereğini yerine getiremediği, davacının mevcut delile dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, takip dayanağı olan genel kredi sözleşmesi altındaki imzanın davalıya ait olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin %100 hissesi TMSF'ye ait bir kamu kurumu iştiraki olduğunu, davaya konu icra takibi ile tahsili talep edilen alacağın müvekkiline TMSF'den devredildiğini, mahkeme ara kararını yerine getirmek üzere arşiv kayıtlarının araştırılması gerektiğini, evrak aslının tespiti için TMSF'nin ve müvekkilinin arşiv kayıtlarının istendiğini, evrak aslının tespitinin TMSF arşivindeki araştırmalarda yaşanan gecikmelerden kaynaklandığının belirtildiğini, gecikmenin ellerinde olmayan sebepten kaynaklandığını, bu hususun bildirilmesine rağmen mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulduğunu, davalının takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın asıl alacak yönünden iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Bireysel kredi sözleşmesi örneği, hesap kat ihtarı, Ankara 15. İcra Müdürlüğünün .... sayılı takip dosyası, alacak temlik sözleşmesi dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara 15. İcra Müdürlüğünün .... sayılı takip dosya incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu ve diğer borçlular aleyhine 19.427,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 301.106,00 TL alacağın tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 07/05/2009 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 12/05/2009 tarihinde icra takibinde yer alan borca ve ferilerine itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı/vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 20/07/2018 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Dava Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı, anılan mahkemece 21/10/2019 tarih ve .....sayılı karar ile dava konusu alacağın fon alacağı olduğu, 5411 Sayılı kanunun 142. ve geçici 13. maddeleri gereğince Ankara 1. veya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, anılan kararın kesinleşmesi üzerine davacı vekilinin dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebiyle Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edildiği görülmüştür.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili talebi ile başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise sözleşmedeki kefalet imzasının kendisine ait olmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının verilen kesin süre içerisinde takip dayanağı genel kredi sözleşmesi aslını ibraz etmediği, sözleşmedeki imzanın davalıya ait olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu kredinin kullanıldığı ... tarafından el konulmuştur. Dosya içerisinde yer alan 13/03/2006 tarihli kredi alacağı temlik sözleşmesinden dava konusu icra takibi ile talep edilen alacağın ... temlik edildiği anlaşılmıştır. Kredi alacağının temlik edildiği ..... bünyesinde birleşmiştir.
Taraflar arasında ..... arasında 13/08/1998 tarihli 14.550.000.000 TL limitli bireysel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının sözleşmede .... ibareleri ile şeklen kefil sıfatıyla imzasının yer aldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine.... tarafından kredi hesabının kat edildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, dava konusu icra takibine dayanak genel kredi sözleşmesinde davalının müteselsil kefil sıfatı ile bulunan imzanın davalı eli ürünü olup olmadığı, davacının takip tarihi itibarıyla talep edebileceği asıl alacak miktarı, bu miktarın davacı tarafından davalıdan talep edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelindiğinde, mahkemece yapılan yargılama sırasında davacı vekilinin hazır bulunduğu 16/06/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında 2 no'lu ara kararı ile davacı vekiline takip talebinin dayanağını oluşturan 24/11/1998 tarihli ...'nin aslını mahkemeye sunması için 1 aylık kesin süre verilmesine, söz konusu süre içerisinde sunulmadığı takdirde mevcut delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağının ihtarına karar verilerek davacı vekiline ihtarat yapıldığı tutanağa geçirilmiştir.
Mahkemece verilen 1 aylık kesin sürenin sona ermesinden sonra davacı vekili 28/09/2020 tarihli yazılı dilekçesi ile dava konusu icra takibinden kaynaklanan alacağın müvekkiline TMSF'den devrolan alacak olduğunu, mahkeme ara kararı yerine getirilmek üzere arşiv kayıtlarının araştırılması gerektiğini, evrak aslının tespiti için TMSF ve müvekkili şirketin arşiv kayıtlarının istendiğini, araştırmaların halen devam ettiğini belirterek ... aslını ibraz etmek üzere bir sonraki celseye kadar ek süre verilmesini talep etmiştir.
Anılan talep tarihinden sonra 29/09/2020 tarihli celsede mahkemece sözlü yargılamaya geçilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Açılan işbu itirazın iptali davasında davalı kefil takip dayanağı genel kredi sözleşmesindeki imzayı inkar etmiştir. Bu durumda mahkemece takip dayanağı sözleşme aslının ibrazı sağlanıp, davalının istiktap imzaları alınarak davalının sözleşme tarihi olan 13/08/1998 tarihinden önceki tarihli imza asıllarının yer aldığı belgeler getirtilmek suretiyle takip dayanağı genel kredi sözleşmesindeki imzanın davalı eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılması gerekecektir. Bu kapsamda yapılacak ilk işlem takip dayanağı genel kredi sözleşmesi aslının sunulmasının sağlanmasıdır.
Dava konusu Ankara 15. İcra Müdürlüğünün ....) sayılı icra takip talebinde takip dayanağı "..., 24/11/1998 tarihli ihtarname ve eki hesap özetleri, temliknameler" olarak gösterilmiştir.
Mahkemece ise, davacı vekiline sözleşme aslının ibrazı için verilen 1 aylık kesin süre ihtaratında "...takip talebinin dayanağını oluşturan 24/11/1998 tarihli ...'nin aslını..." ibarelerine yer verilmiştir.
Davacı vekiline takip dayanağı ... aslını sunmak üzere verilen kesin süre ihtaratının sonuç doğurabilmesi için ihtaratın usulüne uygun şekilde yapılması gerekir. Bir başka anlatımla takip dayanağı ... hangi ... ise buna ilişkin bilgilerin ihtaratta yer alması gerekir.
Somut olayda takip dayanağı ...'nin tarihine ilişkin takip talebinde herhangi bir tarihe yer verilmemiştir. 24/11/1998 tarihi ... tarihi olmayıp ihtarname tarihi olarak belirtilmiştir. Mahkemece ise davacı vekiline yapılan ihtaratta takip dayanağı olan 24/11/1998 tarihli ... aslını ibraz etmek üzere kesin süre verilmiştir. Takip dayanağı olarak dosyada fotokopisi yer alan, daha sonra istinaf dilekçesi ekinde aslı sunulan sözleşme ise 13/08/1998 tarihlidir. Mahkemece davacı vekiline yapılan kesin süre ihtaratı ile aslının sunulması istenilen genel kredi sözleşme tarihi hatalı olarak yer aldığından kesin süre ihtaratı sonuç doğurmayacaktır.
Davacı vekili istinaf dilekçesi ekinde icra takip dayanağı 13/08/1998 tarihli kredi sözleşmesi aslını ibraz etmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece usulüne uygun olmayan kesin süre ihtaratının sonuç doğurmayacağı gözetilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken usulüne uygun olmayan kesin süre ihtaratı ile verilen sürede takip dayanağı sözleşme aslının sunulmadığı, davacı vekilinin sözleşme aslına ilişkin delile dayanmaktan vazgeçtiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 29/09/2020 tarih ve .... sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı harçtan muaf olup istinaf karar harcı yatırmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nun 353/(1)-a.6 ve 362/(1)-g.maddeleri uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/03/2021