Özeti: Davacı, dava konusu taşınmazın müteveffadan miras kaldığını, dava konusu taşınmazların hissedarı olduğunu belirtmiştir. Dava konusu parsel üzerinde bulunan ahşap evde oturan davalının ahır ve samanlığı kullandığı, muristen kalan tarla vasfında olan ve üzerinde meyve ağaçları bulunan taşınmazın davalı tarafından kullanıldığı ve semere edildiği, yaşlarından anlaşılacağı üzere, murisler tarafından dikilen ağaçlarından elde edilen ürünlerin gelirlerini sadece davalının aldığı, davalıya ihtarname gönderildiği halde taşınmazları kullanmaya devam ettiği, yargılama harç ve giderlerinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep ve dava edildiği görülmektedir. Ecrimisil hesabı yapılırken bilirkişi kurulunun yanlış kira bedeli hesaplayarak geriye doğru ÜFE kat sayıları yardımı ile gidilerek ecrimisil bedelinin hesaplanması hatalı olduğu açıktır. Taşınmazların büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak, öncelikle dava konusu yerlerin kargir ahır, samanlık, ahşap ev ve kargir hela olduğu, muhtesatların murise ait olduğu gözetilmek suretiyle dava konusu ilk dönemde taşınmazların serbest koşullarda getirebileceği kira parası rayice göre belirlenmelidir. Sonraki dönemler için ise, ilk dönem için belirlenen miktara TÜİK tarafından yayımlanan ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak koşuluyla ecrimisil hesabı yapılarak karar verilmesi gerekmektedir. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir. İk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre; istinaf sebepleri yönünden değerlendirme yapılmasına yer olmadığına karar vermek gerekmektedir.
Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda;
İstinaf yoluna başvuran davalının istinaf başvurusu üzerine Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/14 Esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 17/07/2019 tarihli 2019/318Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı dava konusu taşınmazın müteveffa ... ve ...ten miras kaldığını, dava konusu taşınmazlar üzerinde 1/2 oranında hissedarı olduğunu, dava konusu Geyve İlçesi, ... mahallesi 7 ada 3 parsel üzerinde bulunan ahşap evde oturan davalı, Geyve İlçesi, ... mahallesi 7 ada 2 parsel üzerinde bulunana ahır ve samanlığı kullandığını, muristen kalan Geyve İlçesi ... Mah. 13 ada 25 parsel nolu tarla vasfında olan ve üzerinde meyve ağaçları bulunan taşınmazın davalı tarafından kullanıldığını ve semere edildiğini, yaşlarından anlaşılacağı üzere, murisler tarafından dikilen ağaçlarından elde edilen ürünlerin gelirlerini sadece davalının aldığını, davalıya ihtarname gönderdiği halde taşınmazları kullanmaya devam ettiğini, yargılama harç ve giderlerinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesince özetle; dava konusu taşınmazları hissesi oranında kullanmakta olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan meyve ağaçlarını kendisinin diktiğini ve mülkiyetinin kendisine ait olduğunu, muristen kalan meyve ağaçlarının kurumuş ve bakımsız kaldığını, dava konusu parsel üzerinde bulunan ahır ve samanlığı kullanmadığını, samanlıkta muris babasından kalan eşyalar ile kasalar bulunduğunu, davacı taşınmazı kullanmak istediği takdirde kendisine engel olmadığını, dava konusu taşınmazı üzerinde iki katlı ev bulunduğunu, evin birinci katında davalının kendisinin ikamet ettiğini, ikinci katında ise davacı tarafından bir süre kullanıldığını ve daha sonra çekip gittiğini, davacının ailesi muris anne ve babasının cenazesine dahi katılmadıklarını, bu taşınmazlardan elde edilen bir gelirinin olmadığını, dava konusu taşınmazın üzerinde yapmış olduğu hizmetlerden dolayı taşınmazın değerlendiğini, dava konusu parsele yapmış olduğu bu masrafların ecrimisil bedelinden mahsup edilmesi gerektiğini, davacının açmış olduğu ecrimisil davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafına yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ:
Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi'nin .. Esas - … Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verdiği görülmektedir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalının dosyaya sunmuş olduğu 09/08/2019 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; davacının köyü terk ettiğini, davaya konu taşınmazların masraflar yaptığını, davacı tarafın taşınmazlardan yararlanmasına engel olmadığını, haksız işgalci olmadığını, tarafınca yapılan masrafların ecrimisil bedelinden mahsup edilmediğini, davaya konu taşınmazlardan 13 ada - 25 parsel sayılı vasıflı taşınmazın üzerinde bulunan ağaçlardan elde edilebilecek mahsullerin değer ve gelir durumu değerlendirilmeksizin yalnızca ve yalnızca kira bedeli hesaplanarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının terekenin giderlerinden kaçtığını ve sorumluluğu üzerine yıktığını, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığını, muhdesatın aidiyeti tespit edilmeksizin ecrimisile hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek işbu sebeplerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin dosyaya sunmuş olduğu 23/08/2019 tarihli istinafa cevap dilekçesinde özetle; "davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu ile davalı, davacı müvekkilin tasarrufta bulunma ve taşınmazlardan yararlanmasına engel olmadığı, haksız işgalci durumuna düşmediği, yapmış olduğu masrafların ecrimisil bedelinden düşülmediği, yetişmiş mahsullerin durum ve şartları değerlendirilmeden kira bedeli üzerinden hüküm kurulduğu , tanık beyanlarının mahkeme kararına karine teşkil etmediği ve taşınmazlar üzerindeki muhtesatların aidiyetinin tespit edilmediği gerekçeleri ile mahkeme kararının kaldırılması talep edilmiştir. 09.08.2019 tarihinde elektronik tebligat ile tarafımıza gönderilen istinaf başvurusuna karşı beyan ve itirazlarımızı aşağıda belirtmiş olup, yerinde olmayan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep ediyoruz. Davalının haksız işgalci durumunda olduğu ispatlanmıştır. Yerel Mahkemece yapılan yargılama ile 3 davacı, 2davalı ve 3 mahalli tanığı dinlenmiş ve dava konusu taşınmazların kullanımına ilişkin beyanları alınmıştır. Dinlenen tüm tanıklar bila istisna " dava konusu taşınmazların tamamının davalı tarafından kullanıldığı, davacı müvekkilin hiç bir şekilde kullanımın mevcut olmadığı ve müvekkilin kullanımına da imkan olmadığı" yönünde beyanda bulunmuşlardır. Murisin sağlığından başlayan kullanma ve yararlanma, murisin vefatı ile devam etmiş ve tüm tereke davalının kullanımı ve uhdesinde olmuştur. Gerek tarafımızdan çekilen ihtarname gerekse açmış olduğumuz ortaklığın giderilmesi davası ile söz konusu taşınmazların tek başına davalı tarafından kullanılmasına rızamızın olmadığı bildirilmiş; ancak davalının kullanımına hala engel olunmamıştır. Miras kalan taşınmazların davalı tarafından tek başına kullanılması ve semerelerinden tek başına faydalanılması nedeni ile iddianın aksine davalı haksız işgalci durumundadır. Davalının yapmış olduğu masraflar düşürülmeden, mahsullerin durum ve şartları değerlendirilmeden kira bedeli üzerinden hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu iddiası yerinde değildir. Her ne kadar davalı tarafından mahsullere ilişkin yapmış olduğu masrafların düşülmesi gerektiği iddia edilmiş ise de bilirkişi tarafından kira esasına göre ecrimisil hesabı yapıldığından bu iddianın dinlenilme imkanı bulunmamaktadır. Kabulümüz doğrultusunda kira bedeli üzerinden karar verilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır. Nitekim; münavebele bedeli üzerinden hesaplama yapılması gerektiğine yönelik itirazlarımızdan vazgeçerek, kira bedeli üzerinden yapılan hesaplama doğrultusunda dava değerimizi belirli hale getirtik. Kira bedeli üzeriden hesaplama yapılması davalıya değil, talep eden davacı olarak bize itiraz hakkı doğurmasına karşın müvekkilin tercihi doğrultusunda kira bedeli üzerinden yapılan hesaplama tarafımızdan kabul edilmiştir. Ecrimisil hesabında münavebele ya da kira bedeli üzerinden hesaplama yapılmakta olup, davacının talebi doğrultusunda kira bedeli üzerinde hesaplama yapılmasında ve hüküm tesis edilmesinde herhangi bir yanlışlık bulunmamaktadır. Ayrıca, kira bedeli üzerinden karar verilmiş olması nedeni ile de davalının mahsullere ilişkin yapmış olduğu masrafların da mahsubu gerekmemektedir. Muhtesat aidiyetinin tespiti gerekmemektedir. Davalı tarafından Geyve Sulh Hukuk Mahkemesi 2018/724E sayılı dosyasında muhtesatın aidiyetinin tespiti için dava ikame edildiği iddia edilmektedir. Ancak; İstanbul BAM 35. HD 2017/1950E, 2018/1534K sayılı ilamında da değinildiği üzere, davalı tarafından mülkiyet iddiasında bulunulmadığı gibi açılmış bir dava da bulunmamaktadır. Yargılamayı uzatmak amacı ile hareket eden ve bu aşamaya kadar ileri sürülmeyen mülkiyet iddiasının bu aşamada dinlenilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, taşınmazlar üzerinde bulunan yapıların yaşları ve tanık beyanları ile bunların muris tarafından meydana getirildiği sabittir. Yine meyve ağaçlarının bulunduğu taşınmaz için kira hesabı yapıldığından mülkiyet iddiasının bir hükmü bulunmamaktadır. Davalı tarafından istinaf sebebi yapılan her bir iddia tarafımızdan açıklanmış olup, yerinde olmayan ve kötüniyetli olarak yapılan işbu istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep ediyoruz. " şeklindeki gerekçeleriyle ilk derece mahkemesinin kararını kaldırılması talebi ile yapılan istinaf başvurusunun reddine ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ GEREKÇE:
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Dava dosyasının istinaf kanun yolu incelemesini yapan Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi olarak tarafımızca dava dosyasında 6100 s. HMK' nun 355. maddesinde; "(1) İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir."hükmü, 6100 s. HMK' nun 357/1. maddesinde ise; "(1) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde karşı dava açılamaz, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 166 ncı maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz." hükmü ile 6100 s. HMK' nun 353 maddesi gereğince duruşma yapılmaksızın sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden inceleme yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile; 20.194,07 TL ecrimisil bedelinin her dönem sonundan itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ise de;
1-İlk derece mahkemesince 03/01/2013 - 03/01/2018 tarihleri arasında davaya konu taşınmazların ecrimisil bedelinin tespiti amacıyla bilirkişi kurulundan kök ve ek rapor alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de; tarafların mirasçıları olan ...'in 23/05/2014 tarihinde vefat ettiği dikkate alınmaksızın davacının talebi doğrultusunda 03/01/2013 - 03/01/2018 tarihleri arasında davacının hissesinin 1/2 hisse olarak kabul edilmesi hatalı olup, 03/01/2013 - 23/05/2014 tarihleri arasında davacının hissesinin 3/8 olarak hesaplanması gerekmekte olup, bu husus dikkate alınmaksızın eksik ve hatalı bilirkişi raporları doğrultusunda karar verilmiş olması,
2-İlk derece mahkemesince davaya konu taşınmazlardan 13 ada - 25 parsel yönünden bilirkişi kurulundan davacının talebi doğrultusunda ürün esasına göre değil de; kira esasına göre ecrimisil hesaplanması hatalı olup, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Somut olaya gelince; hükme esas alınan bilirkişi raporun da yukarıda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın soyut bir takım belirlemeler ile ecrimisil hesabı yapılmış, mahkemece bu rapor esas alınarak sonuca gidilmiştir. Bilirkişi raporu, somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermeli ve Yargıtay denetimini sağlayacak bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Hâl böyle olunca; mahkemece, dava konusu taşınmazın niteliği ve kullanım biçimine göre yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde ecrimisil hesabını içeren bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
3-İlk derece mahkemesince davaya konu 7 ada - 2 parsel ile 7 ada - 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden bilirkişi kurulundan kira esasına göre ecrimisil hesabı yapılırken bilirkişi kurulunun yanlışlıkla 2018 yılı için 750,00 TL kira bedeli hesaplayarak geriye doğru ÜFE kat sayıları yardımı ile gidilerek ecrimisil bedelinin hesaplanması hatalı olup, taşınmazların büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak, öncelikle dava konusu yerlerin kargir ahır, samanlık, ahşap ev ve kargir hela olduğu, muhtesatların murise ait olduğu gözetilmek suretiyle dava konusu ilk dönemde taşınmazların serbest koşullarda getirebileceği kira parası rayice göre belirlenmeli, sonraki dönemler için ise, ilk dönem için belirlenen miktara TÜİK. ce yayımlanan ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak koşuluyla ecrimisil hesabı yapılarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-İlk derece mahkemesince 20.194,07 TL ecrimisil bedelinin her dönem sonundan itibaren işleyecek yasal faiz ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ise de; bu şekilde karar verilmesinin yani, her dönem sonunun hangi tarih olduğu belirtilmesi karar verilmesinin infaza tereddütle sebebiyet vereceğinden davacı tarafın kademeli faiz isteği gözetilerek her dönem sonundan başlatılmak üzere dava tarihine kadar faiz işletilmesi şeklinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre; diğer istinaf sebepleri yönünden şimdilik değerlendirme yapılmasına yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalının istinaf başvurusu üzerine Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/14 Esas - 2019/318 Karar sayılı kararının, 6100 Sayılı HMK'nın 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kaldırma sebebine göre diğer istinaf sebepleri yönünden şimdilik değerlendirme yapılmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davalı tarafından istinaf başvurusu sırasında yatırılan istinaf karar ve ilam harcının davalıya İADESİNE,
4-Davalının istinaf kanun yoluna başvurusu sırasında yaptığı yargılama giderlerinin mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, yatırılan gider avansından varsa kalan bölümünün karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
5-Kararın kesin olduğu dikkate alınarak, dairemiz kararının ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine, harç ve diğer işlemlerin ilk derece mahkemesi tarafından YERİNE GETİRİLMESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun353/(1)-a maddesi gereğince, kesin olmak üzere, 02/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.