İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2018/1081
Karar Numarası: 2021/273
Karar Tarihi: 11.02.2021
Özeti: Dava ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. davacının dava açarken münhasıran davalı yan kayıtlarına dayandığı yönünde açık beyan ve ek dilekçesi mevcuttur. Davacı yan başkaca bir delile dayanmadığını da açıkça beyan etmiştir ve başkaca da delil bildirmemiştir. Mahkemece ara karar ile her iki tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenmesine dair ara karar bu nedenle doğru değilse de davalı yana da ticari defter ve belgelerini ibraz için usulüne uygun kesin mehilli ve ihtarlı tebligat yapılmış ve davalı yan ticari kayıtlarını sunmamıştır. Artık mahkemece incelenen davacı kayıtlarına ve bilirkişinin hatalı yorumuna göre karar verilemeyecek olup, kararın temel gerekçesini münhasıran dayanılan davalı yan kayıtlarının sunulmaması oluşturacaktır. Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir, ancak karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibraz eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır hükmü gereği davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi nedeni ile davacının alacak iddiasının ispat edilmiş sayılacağından davanın bu gerekçe ile kabul edilmesi gerekmektedir.
Davacı vekili dava dilekçesinde ve ilk derece mahkemesinde yapılan duruşmalardaki beyanlarında; müvekkili şirketin satışını yaptığı malların bedelinden dolayı fatura ve ticari defterlere dayalı olarak davalı şirketten alacaklı olduğunu, İstanbul ... İcra Müdürlüğü’nün ... E. sayılı dosyası ile icra takibine geçilmişse de davalının takibe itirazı ile takibin durduğunu, davalı tarafın yapmış olduğu borca ilişkin itirazın 8.025,41 TL’lik asıl alacak kısmına itirazının iptali ve takibin devamını, davalı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmilini talep ve dava etmiştir. B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde ve ilk derece mahkemesinde yapılan duruşmalardaki beyanlarında; müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; " Davacı şirket ticari defterlerinin bilirkişi marifetiyle incelenmesinde, davacı taraf her ne kadar faturalar ve içeriği ürünleri davalı tarafa teslim ettiğini kanıtlayacak belge ibraz etmemişse de, davalı tarafın senet ve çeklerle yaptığı ödemeler taraflar arasında ticari ilişki olduğunu kanıtlamaktadır. Bilirkişi raporu tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edildiği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 8.025,41 TL alacaklı olduğu, davacı taraf, takipteki işlemiş faiz talebini dava konusu yapmamıştır. Dava konusu yapılmış olsaydı dahi, davalı takipten önce temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından; davanın kabulüne, davalının istanbul ... icra müdürlüğü'nün ... esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın talep gibi 8.025,41 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin 8.025,41 TL asıl alacak yönünden devamına, 8.025,41 TL asıl alacağın % 20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine..." karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle "....Öncelikle İstanbul ... Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı icra dosyasına sunduğumuz 22.07.2016 tarihli itiraz dilekçemizde de görüleceği üzere icra takibinin konusu borcun tamamına, işlemiş olan faize ve ferilerine ilişkin itirazımız tüm borcun varlığına itiraz anlamını taşımaktadır. Müvekkilin itiraz dilekçesinde sunduğumuz gibi alacaklı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı, cevap dilekçesinde ise davacı ile aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı Sayın Mahkemece verilen gerekçe ile düşünüldüğünde gerekçenin yanlış ifadelerle kaleme alındığını ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini göstermektedir. Şöyle ki müvekkil şirketin borcun varlığına itirazı ticari ilişkiye konu malın teslim edilmediğini ifade etmekte iken davacının müvekkil şirket adına düzenlenmiş irsaliyeli faturalar ile bu teslimi ispat edemediği ve böyle bir teslimin olmadığı açıktır. Taraflar arasında senet ve çeklerle yapılan ödemeler dikkate alınarak ticari ilişkinin olduğuna ilişkin Mahkemece yapılan gerekçelendirmenin borcun varlığını kanıtlar nitelikte olmadığı apaçık ortadadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki dosya kapsamında hazırlanan Bilirkişi Raporu lehimize ifadeler içerirken davacı taraf sadece kendi ticari defterlerine dayanarak kendi delillerini oluşturmuş ancak bu deliller borcun varlığını aydınlatır mahiyet taşımamaktadır. Belirtilenlere ek olarak önemle üzerinde durulması gereken noktalardan biri de davacı şirketin 2014 yılına ait ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin olmamasıdır. Bu itibarla tasdiklerin yokluğu bu ticari defterlerin davalı lehine delil teşkil edemeyeceğini ve yine borcun varlığını ispatlar bir delil niteliğine haiz olmadığını ifade etmektedir.... " denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ; ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur,incelendiğinde;davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 11/07/2016 tarihinde cari hesap alacağından kaynaklı 8.025,41 TL asıl alacak, 727,23 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam: 8.752,64 TL'lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 15/07/2016 tarihinde tebliğ olduğu,davalı borçlu vekili 22/07/2016 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde takipteki asıl alacak yönünden itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bilirkişi raporunda ; davacı yanın mal teslimine dair belge sunamadığını ancak; davalı yanın ticari İlişkiyi kabul etmemesine rağmen bir kısım ödemelerle ticari ilişkinin bulunduğunun anlaşıldığı, artık bu durumda cari hesap alacağından da sorumlu olduğu yönündeki rapora itibar edilerek davanın harçlandırılan miktar üzerinden kabulüne karar verilmiştir. Davalı yanın itirazında akdi ilişkinin varlığını inkar etmesi ancak akdi ilişkinin varlığının kanıtlanmasının sonucu, inkar edilen alacak miktarının da kanıtlanmış sayılması anlamına gelmemektedir. Ancak ; davacının dava açarken " münhasıran davalı yan kayıtlarına dayandığı" yönünde açık beyan ve ek dilekçesi mevcuttur. Davacı yan başkaca bir delile dayanmadığını da açıkça beyan etmiştir ve başkaca da delil bildirmemiştir. Mahkemece ara karar ile her iki tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenmesine dair ara karar bu nedenle doğru değilse de ; davalı yana da ticari defter ve belgelerini ibraz için usulüne uygun kesin mehilli ve ihtarlı tebligat yapılmış ve davalı yan ticari kayıtlarını sunmamıştır. Artık mahkemece incelenen davacı kayıtlarına ve bilirkişinin hatalı yorumuna göre karar verilemeyecek olup, kararın temel gerekçesini münhasıran dayanılan davalı yan kayıtlarının sunulmaması oluşturacaktır. 6100 Sayılı HMK 222/5 maddesi “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir, ancak karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibraz eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” hükmünü taşımaktadır. Bu düzenlemeye göre; davalının ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi nedeni ile davacının alacak iddiasının ispat edilmiş sayılacağından davanıın bu gerekçe ile kabul edilmesi gerekirken; davacının ticari defterlerinde ispat edemediği bir hususun davalı savunması nedeni ile ispatlamış sayıldığı yönündeki gerekçe hatalı olduğundan , hükmün kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 - Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜNE ; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 20/10/2017 tarih ve 2016/ 814 Esas ve 2017/872 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA 2- İlk derece mahkemesine açılan itirazın iptali davasında
Davanın KABULÜNE, davalının İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın talep gibi 8.025,41 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin 8.025,41 TL asıl alacak yönünden takip talebindeki koşullarla devamına, 8.025,41 TL asıl alacağın % 20 oranında 1.605,08 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince hesaplanan 548,22 TL harçtan peşin alınan 137,06 TL.harcın mahsubu ile bakiye 411,16 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan: 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan toplam: 981,26 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, Davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine, Karar kesinleştiğinde mahkeme kasasında bulunan belge aslının sunan tarafa iadesine,
İSTİNAF YARGILAMASINDA 3-Davalı yanca yatırılan peşin harcın talebi halinde iade edilmesine 4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri olen ; başvuru harcı gideri 85,70 TL, istinaf dilekçesinin tebliği için yapılan tebligat gideri 12,50 TL , dosyanın istinafa gidiş/dönüşü için yapılan 31,50 TL olmak üzere toplam 129,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı yana verilmesine 5- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/02/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.