YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ
Esas : 2020/7304
Karar : 2020/6028
Tarih : 21.10.2020
Özeti: Olay tutanağı ve dosya kapsamına göre üzerinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemeyen, suç tarihi ve öncesinde uyuşturucu madde kullandığı teknik yöntemlerle saptanmayan sanığın kendi ikrarıyla kullandığını beyan ettiği maddelerin ele geçmemesi nedeniyle, niteliklerinin belirlenmesi mümkün olmadığından; suçun maddi delilinin elde edilememiş olması karşısında, atılı suçu işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, yeterli ve kesin delil bulunmayan sanığın beraati yerine tebligatın usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle Kanunda sayılmayan bir sebepten dolayı “hüküm kurulmasına yer olmadığına” karar verilmesi kanuna aykırı olup, bu husus Mahkemenin takdiri ve delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmesi durumunu aşan mutlak hukuka aykırılık niteliğinde olduğundan, kanun yararına bozma talebi değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
1- Şüpheli ... hakkında 28/09/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 08/12/2015 tarihli ve 2015/36267 soruşturma, 2015/625 sayılı karar ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun'un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre 06/01/2016 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği, 26/01/2016 tarihinde infazı için Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Kayseri Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, 27/01/2016 tarihli çağrı yazısının tebliğ edilemediği, şüphelinin adresinin İstanbul ili olduğunun anlaşılması üzerine kararın infazı için 18/02/2016 tarihinde İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
3- İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 23/02/2916 tarihli çağrı yazısının doğrudan şüphelinin MERNIS adresine tebliğe çıkarıldığı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre 07/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle İnfaz İşlemleri Değerlendirme Komisyonunun 18/03/2016 tarihli kararıyla dosyanın kapatılmasına karar verilerek, 22/03/2016 tarihinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
4- Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 27/04/2016 tarihli, 2016/15638 soruşturma, 2016/5632 esas ve 2016/4739 sayılı iddianame ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
5- Kanun yararına bozma istemine konu Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/03/2017 ve 2016/318 esas, 2017/284 sayılı kararı ile, denetim süresi içerisinde yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle sanık hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, soruşturmaya ve denetime devam edilmesi gerektiği anlaşıldığından gereğinin takdir ve ifası için dosyanın Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verildiği, kararın 28/04/2017 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği, anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08/12/2015 tarihli ve 2015/36267 soruşturma, 2015/625 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve sanık hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin denetimin gereklerine uymamakta ısrar ettiği gerekçesiyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, denetim süresi içerisinde tebligatın usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle sanık hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/03/2017 tarihli ve 2016/318 esas, 2017/284 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında yer alan, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde düzenlemeler karşısında, somut olayda mahkemesince açılan kamu davasında kovuşturma şartının gerçekleşmediği düşünülüyorsa dava hakkında durma kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 28/03/2017 tarihli ve 2016/318 esas, 2017/284 sayılı kararının bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca 08/12/2015 tarihli ve 2015/36267 soruşturma, 2015/625 sayılı “kamu davasının açılmasının ertelenmesine, şüpheli hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” karar verildiği, kararın infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/03/2017 tarihli ve 2016/318 esas, 2017/284 sayılı kararı ile, yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Olay tutanağı ve dosya kapsamına göre üzerinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemeyen, suç tarihi ve öncesinde uyuşturucu madde kullandığı teknik yöntemlerle saptanmayan sanığın kendi ikrarıyla kullandığını beyan ettiği maddelerin ele geçmemesi nedeniyle, niteliklerinin belirlenmesi mümkün olmadığından; suçun maddi delilinin elde edilememiş olması karşısında, atılı suçu işlediğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, yeterli ve kesin delil bulunmayan sanığın beraati yerine tebligatın usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/1. maddesinde hüküm çeşitleri arasında da sayılmayan “hüküm kurulmasına yer olmadığına” karar verilmesi kanuna aykırı olup, bu husus Mahkemenin takdiri ve delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmesi durumunu aşan mutlak hukuka aykırılık niteliğinde olduğundan, kanun yararına bozma talebi değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle; Kayseri 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 28/03/2017 tarihli ve 2016/318 esas, 2017/284 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince değişik gerekçe ile kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendinin verdiği yetkiye dayanılarak; sanığın BERAATİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
21/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.