Özeti: Davacı, siyasi partilerin kapatılarak mallarının Hazine'ye intikal ettirildiğini, Aziz Atatürk'ün vasiyetname yoluyla CHP'ne terk ettiği hisse senetlerinin idaresinin Devlet Başkanlığı Genel Sekreterliği'ne verildiğini, ancak, sonradan çıkarılan Yasa gereğince, Hazine'nin elinde bulunan tüm Aziz Atatürk hisse senetlerini üç ay içinde geri vermesi gerekirken, iade etmediğini ileri sürerek, hisselerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, kısmi dava ile ilgili olarak hissenin iadesi gerektiği tespit olunarak, hissenin davacıya iadesine karar verilmiştir. Temyiz üzerine karar onanmış ise de, davalının karar düzeltme istemi üzerine davalıya hapis hakkı tanınmak gerektiği ciheti ile bozulmuştur. Kararın Aziz Atatürk'ün hisse senetlerinin tertip ve sayılarının neye ulaştığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, ayrıca, hisse senetlerinin gelirinin kullanma biçimi konusunda hak sahibi Türk Dil ve Tarih Kurumlarının davada taraf haline getirilmesi gerekçeleriyle bozulmuştur. Bozma ilamına uyan mahkeme, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu aleyhlerine açılan davalarda birleştirilmiştir. Toplanan delillere, Yargıtay ilamlarındaki kesinleşen hususlara ve bilirkişiler kurulu raporlarına nazaran, Aziz Atatürk'ün hisselerinin banka sermayesindeki oranının sermaye arttırımlarında da yüzde yirmi sekiz doksan olarak muhafazasının Aziz Atatürk'ün vasiyeti gereği olup, rüçhan haklarının kullanılması gerekmektedir. Kurumların bundan dolayı müdahale de bulunamayacakları açıktır. Davacıya iade edilen ve mahkeme kararı ile verilen senetten sonra iadesi gerekli senetin olduğu, apel ödemelerinden temettü ödemeleri mahsup edildikten sonra bakiye Hazine alacağının olduğu, Hazinenin bu alacak için Medeni Kanun’un ilgili maddesi uyarınca hapis hakkı olduğu, ilgili Yasanın hükmü eşitlik ve hakkaniyet esasları gereğince bu meblağa faiz yürütülmemesi gerektiği belirtilmektedir. Davalı tarafından temyiz edilen önceki kararda maddi hesap hatasına dayalı olduğu gerekçesi ile, asıl ve birleşen davaların kabulüne, hisse senedinin davacıya iadesine, davacı tarafından davalıya ödeninceye kadar bu miktarlarla sınırlı olmak üzere, davalı Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığına senetler üzerinde hapis hakkı tanınmasına, davalı Hazine vekilini faiz isteminin ve birikmiş faize de hapis hakkı tanınmasına yönelik talebinin reddine, davalıların çıkardığı muarazaların menine karar verilmiştir. Davalıların bütün temyiz itirazlarının reddi ve usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanması gerekmektedir.
DAVA: Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 5.12.1996 tarih ve … sayılı hükmün temyizen tetkiki tüm davalılarca temyiz edilmiş, ancak Hazine dışındaki davalılarca feragat nedeniyle reddedilmiş olmakla, duruşma için tayin edilen 18.2.1997 gününde davacı avukatı Erbaşar Ö... ile davalı Hazine avukatı Cansu Ö.... gelip, diğer davalılar avukatları tebligata rağmen gelmediklerinden, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü, işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı.
Bu kerre, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, 12 Eylül 1980 tarihinden sonra siyasi partilerin kapatılarak mallarının Hazine'ye intikal ettirildiğini, Aziz Atatürk'ün vasiyetname yoluyla CHP'ne terk ettiğini T.iş Bankası hisse senetlerinin idaresinin Devlet Başkanlığı Genel Sekreterliği'ne verildiğini, ancak, sonradan çıkarılan 3821 sayılı Yasa gereğince, Hazine'nin elinde bulunan tüm Aziz Atatürk hisse senetlerini 3 ay içinde geri vermesi gerekirken, iade etmediğini ileri sürerek, şimdilik B tertibinden (1500)adet, C1 tertibinden (500)adet, C2 tertibinden (500) adedinin müvekkiline iadesine, birleşen davada da toplam (17.981.224) hissenin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl ve birleşen davaya cevaplarında, daha önce devredilen (l.276.542) adet hissenin dışındaki hisselerin Atatürk hisseleri olmadığını, 3821 sayılı Yasa kapsamında iadesi gerekli senet bulunmadığını, müvekkilinin rüçhan hakkının da üstünde taahhütte bulunmak suretiyle sermaye arttırımlarına katıldığını, bu suretle bedeli ödenerek sahip olunan hisse senetlerinin üzerindeki şerhlere bakılarak hisselerin iadesinin istenemeyeceğini, sermaye arttırımları sırasında Ödenen (598.049.380.000)liranın ödeme tarihinden yürütülecek faizi ile birlikte ödenmesi hususunda hapis hakkı tanınması gerektiğini savunarak, davaların reddini istemiştir.
Mahkemece, kısmi dava ile ilgili olarak (17.982.726)adet hissenin iadesi gerektiği tespit olunarak, şimdilik (1500) adet hissenin davacıya iadesine karar verilmiş, temyiz üzerine karar onanmış ise de, davalının karar düzeltme istemi üzerine davalıya hapis hakkı tanınmak gerektiği ciheti ile bozulmuş, mahkemece verilen uyma kararından sonra (17.984.724)adet hissenin davacıya iadesine (208.781.647.256)liranın davacı tarafından davalıya ödenmesine kadar hapis hakkı tanınmasına, faiz isteminin reddine ilişkin verilen karar da, bu defa Dairemizin 27.1.1995 tarih 1996/6831-1995/569 sayılı ilamı ile "kısmi davada iadesi gerekli hisse senedi sayısı bakımından kesinleşen bir durumun söz konusu olmadığı, Aziz Atatürk'ün hisse senetlerinin tertip ve sayılarının neye ulaştığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, ayrıca, hisse senetlerinin gelirinin kullanma biçimi konusunda hak sahibi Türk Dil ve Tarih Kurumlarının davada taraf haline getirilmesi" gerekçeleriyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkeme, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu aleyhlerine açılan davalarda birleştirildikten sonra, toplanan delillere, Yargıtay ilamlarındaki kesinleşen hususlara ve bilirkişiler kurulu raporlarına nazaran, Aziz Atatürk'ün hisselerinin banka sermayesindeki oranının sermaye arttırımlarında da %28.90 olarak muhafazasının Aziz Atatürk'ün vasiyeti gereği olup, rüçhan haklarının kullanılması gerektiği, kurumların bundan dolayı müdahale de bulunamayacakları, 2,5 trilyonluk sermayede bu oranın (19.257.266) hisse senedi ile temsil edildiği, davacıya iade edilen ve mahkeme kararı ile verilen (1.276.542) ve (1500) senetten sonra iadesi gerekli senet adedinin (17.981.224) olduğu, apel ödemelerinden temettü ödemeleri mahsup edildikten sonra bakiye Hazine alacağının (208.740.673.431) TL olduğu, Hazinenin bu alacak için MK.nun 864.maddesi uyarınca hapis hakkı olduğu, 3821 sayılı yasanın 2.maddesinin hükmü eşitlik ve hakkaniyet esasları gereğince bu meblağa faiz yürütülmemesi gerektiği, her ne kadar davalı tarafından da temyiz edilen önceki kararda bu tutarın { 280.781.647.256) lira olarak belirlenmiş ise de, bunun maddi hesap hatasına dayalı olduğu gerekçesi ile, asıl ve birleşen davaların kabulüne, (17.982.724)adet hisse senedinin davacıya iadesine, (208.740.673.431) liranın davacı tarafından davalıya ödeninceye kadar bu miktarlarla sınırlı olmak üzere, davalı Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığına senetler üzerinde hapis hakkı tanınmasına, davalı Hazine vekilini faiz isteminin ve birikmiş faize de hapis hakkı tanınmasına yönelik talebinin reddine, davalıların çıkardığı muarazaların menine karar verilmiştir.
Karar, tüm davalılar vekilince temyiz edilmiş Türk Dil ve Tarih Kurumlarının temyiz istemleri vaki feragatları nedeniyle mahkemece reddedilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 6.000.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine, 18.2.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.