Özeti: Davacı, bankanın şubesinden kredi kullandığını, kullanılan kredilerin, Rekabet Kurulunca kartel oluşturulduğunun tespit edildiği dönemde kullanılmış olduğunu, bu nedenle davacıdan fazla faiz alınmak suretiyle davacının zarara uğratıldığını belirterek uğradığı zarar miktarının üç katı tutarındaki tazminatın karşılanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun ilgili maddesinde öngörülen tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, mahkeme kararının ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, temyiz edilmiştir. Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun, Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Havza Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 19/09/2018 tarih ve 2016/307 E. - 2018/220 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nce verilen 19/09/2018 tarih ve 2018/1612 E. - 2018/1576 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın Havza Şubesinden 13/12/2007 tarihinde 200.000,00 TL, 22/07/2011 tarihinde 150.000,00 TL, 25/08/2010 tarihinde 75.000,00 TL, 04/11/2010 tarihinde 28.000,00 TL, 11/05/2010 tarihinde 40.000,00 TL, 08/12/2010 tarihinde 50.000,00 TL, 18/12/2009 tarihinde 25.000,00 TL kredi kullandığını, müvekkili tarafından kullanılan kredilerin, Rekabet Kurulunca kartel oluşturulduğunun tespit edildiği dönemde kullanılmış olduğunu, bu nedenle müvekkilinden fazla faiz alınmak suretiyle müvekkilinin zarara uğratıldığını belirterek müvekkilinin uğradığı zarar miktarının uzman bilirkişi marifetiyle tespit edilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1500 TL'den az olmamak üzere, zarar tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz üzerinden, 3 katı tutarındaki tazminatın (belirsiz alacağın) davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafından karşılanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 57. maddesinde öngörülen tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesince, mahkeme kararının ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 02/12/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.