Yargıtay 3. H.D. 2021/3373 E. 2021/7141 K.

10-10-2021

Özeti: Şirket; yapılan kontrol sırasında elektrik abonesi olan abonenin sayaç faz girişinden sayaç faz çıkışına kanca atmak suretiyle kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini, abone hakkında kaçak tahakkuku yapıldığını, akabinde abonenin kaçak elektrik kullanmadığı iddiasıyla kaçak tahakkukuna dair işlemin iptali için tüketici hakem heyetine başvurduğunu belirtmektedir. Böyle bir iddianın mahkemede ileri sürülebilecek olmasına rağmen tüketici hakem heyeti tarafından abonenim başvurusunun kabulüne karar verildiği görülmektedir. Uyuşmazlık; kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla şirket tarafından tahakkuk ettirilen kaçak tüketim bedelinin iptali için elektrik abonesi tarafından yapılan başvuru sonucunda tüketici hakem heyeti tarafından verilen kararın iptali istemine ilişkindir. Abonenin şirket tarafından düzenlenen kaçak elektrik kullanımına dair tutanak ve bu tutanak nedeniyle yaptığı tahakkuk işlemi nedeniyle borçlu olmadığına dair istemine ilişkin uyuşmazlığın, yargı organlarının niteliklerine ve sıfatlarına sahip olmayan tüketici hakem heyetince çözüme kavuşturulması mümkün değildir. Söz konusu uyuşmazlık tüketici hakem heyetinin görev alanı dışında kalmaktadır. Uyuşmazlığın İcra ve İflas Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca genel mahkemelerde görülmesi gerektiği açıktır. Tüketici hakem heyetinin bu tür uyuşmazlıklarda görevli olmadığı gözetilerek, tüketici hakem heyetince abonenin başvurusunun kabulüne dair verilen kararın iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmediğinden, Adalet Bakanlığının kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekmektedir.

Taraflar arasındaki tüketici hakem heyeti kararının iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen karara karşı Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulmakla; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı; 25/12/2017 tarihinde yapılan kontrol sırasında elektrik abonesi olan davalının sayaç faz girişinden sayaç faz çıkışina kanca atmak suretiyle kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini, bu durumun tutanağa bağlanmasından sonra davalı hakkında kaçak tahakkuku yapıldığını, akabinde davalının kaçak elektrik kullanmadığı iddiasıyla kaçak tahakkukuna dair işlemin iptali için tüketici hakem heyetine başvurduğunu, böyle bir iddianın mahkemede ileri sürülebilecek olmasına rağmen tüketici hakem heyeti tarafından davalının başvurusunun kabulüne karar verildiğini, ayrıca kaçak elektrik tutanağının aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgelerden olduğunu ancak tüketici hakem heyetince abonenin ya da tanığın imzasının bulunmaması nedeniyle belgenin eksik düzenlendiğinin ve resmi belge niteliğinde olmadığının kabul edildiğini ileri sürerek; Akçakale İlçe Tüketici Hakem Heyeti tarafından verilen 13/03/2018 tarihli kararın iptalini talep etmiştir.

Davalı; kaçak elektrik kullanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; alınan bilirkişi raporu İle davalının mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketimi fiilini işlediğinin, davacı şirketin davalıdan 756,34 TL alacaklı olduğunun, kaçak tahakkukunun sehven 2.246,67 TL olarak yapılmış olması nedeniyle 1.490,33 TL tutarındaki fazla tahakkukun iptal edilmesi gerektiğinin belirlendiğini, bu belirlemeye göre tüketici hakem heyeti tarafından 1.179,95 TL tutarındaki tahakkukun iptaline karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Adalet Bakanlığının 16/03/2021 tarihli yazısında; bir hukuki işlemin, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin olması gerektiği, kaçak elektrik kullanımının ise, ilgili yönetmelik ve mevzuat hükümlerinin dışına çıkılarak dağıtım şirketlerince sağlanan elektrik verilmesi hizmetinden yararlanılması ile oluştuğu, kaçak elektrik kullanımının olup olmadığının mahkemece yapılacak yargılamayı gerektirdiği, tüketici hakem heyetlerince bu değerlendirmenin yapılamayacağı, dolayısıyla taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işleme dayanmayan kaçak elektrik kullanımı iddiasını içeren durumlarda hakem heyetlerinin görevli olmadığı, bu halde 6502 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin uygulanamayacağı, somut olayın kaçak elektrik kullanımından kaynaklı olarak tahakkuk ettirilen miktarın iptali istemim ilişkin olduğu, eldeki davaya bakma görevinin genel mahkemelere ait bulunduğu, kaçak elektrik kullanımına ilişkin uyuşmazlıklarda tüketici hakem heyetinin görevli olmadığı dikkate alınarak, mahkemece hakem heyeti kararının iptali ile hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.

Uyuşmazlık; kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla davacı şirket tarafından tahakkuk ettirilen kaçak tüketim bedelinin iptali için elektrik abonesi olan davalı tarafından yapılan başvuru sonucunda tüketici hakem heyeti tarafından verilen kararın iptali istemine ilişkindir.

Tüketici hakem heyetlerinin hangi uyuşmazlıklarda görevli olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'nun (THKK) 66 ve devamı maddeleri ile aynı Kanun’un 72 nci ve 84 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinde düzenlenmiştir.

Diğer taraftan, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72 nci maddesinin birinci fıkrasına göre; borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için genel hükümler çerçevesinde mahkemeye başvurarak menfi tespit davası açabilir.

Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalının, davacı şirket tarafından düzenlenen kaçak elektrik kullanımına dair tutanak ve bu tutanak nedeniyle yaptığı tahakkuk işlemi nedeniyle borçlu olmadığına dair istemine ilişkin uyuşmazlığın, yargı organlarının niteliklerine ve sıfatlarına sahip olmayan tüketici hakem heyetince çözüme kavuşturulması mümkün değildir. Bu anlamda, söz konusu uyuşmazlık tüketici hakem heyetinin görev alanı dışında kalmaktadır.

Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın İİK’nın 72 nci maddesi hükmü uyarınca genel mahkemelerde görülmesi gerektiği, tüketici hakem heyetinin bu tür uyuşmazlıklarda görevli olmadığı gözetilerek, tüketici hakem heyetince davalının başvurusunun kabulüne dair verilen kararın iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmediğinden, Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının HMK’nm 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 23/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Öne Çıkanlar