Özeti: Davacı ortağı bulunduğu taşınmazın, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine dair verilen mahkeme kararı uyarınca üzerindeki bina ile birlikte satış memurluğu tarafından üçüncü kişiye satıldığını, gerek ortaklığın giderilmesi davasında gerekse satış memurluğunca taşınmaz üzerindeki binanın kendisi ile kardeşlerine ait olduğu belirtilerek, taşınmazın ve binanın değerinin ayrı ayrı tespit edildiğini, ancak satış memurluğu tarafından binaya isabet eden satış bedelinden taşınmazda mirasçı sıfatıyla ortak olan davalının da içinde bulunduğu kimselere pay verildiğini, bu durumun bildirilmesine rağmen bedeli iade etmeyen davalının bu amaçla başlattığı takibe de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, takibe vaki İtirazın iptali İle davalının İcra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin, davacının haklı çıktığı oranda davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, tamamının davalı tarafa yükletilmesi, ayrıca taraflar yararına kabul veya reddedilen miktarları geçmemek üzere vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, her iki taraf yararına da kabul ve reddedilen miktarları geçecek şekilde maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karara karşı Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulmakla; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı; ortağı bulunduğu taşınmazın, satış yoluyla ortaklığın giderilmesine dair verilen mahkeme kararı uyarınca üzerindeki bina ile birlikte satış memurluğu tarafından üçüncü kişiye satıldığını, gerek ortaklığın giderilmesi davasında gerekse satış memurluğunca taşınmaz üzerindeki binanın kendisi ile kardeşleri Talha ve Ahmet’e ait olduğu belirtilerek, taşınmazın ve binanın değerinin ayrı ayrı tespit edildiğini, ancak satış memurluğu tarafından binaya isabet eden satış bedelinden taşınmazda mirasçı sıfatıyla ortak olan davalının da içinde bulunduğu kimselere pay verildiğini, bu durumun bildirilmesine rağmen bedeli iade etmeyen davalının bu amaçla başlattığı takibe de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki İtirazın iptali İle davalının İcra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir,
Adalet Bakanlığının 16/03/2021 tarihli yazısında; mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle; yargılama giderlerinin haklılık oranına göre paylaştırılması gerekirken tamamının davalı tarafa yükletilmesinin, ayrıca hükmedilen kabul ve red miktarı maktu vekalet ücretinin altında olmasına rağmen, taraflar lehine maktu vekalet ücretine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK'mn 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
HMK’nın '‘Yargılama giderlerinden sorumluluk" başlıklı 326 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre; "Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.”
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 13 üncü maddesi; “Tarifenin ikinci kısmının ikinci
bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme İçin Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez” hükmünü içermektedir. Açıklanan bu bükümlere göre, mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeniyle, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin, davacının haklı çıktığı oranda davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, tamamının davalı tarafa yükletilmesi, ayrıca taraflar yararına kabul veya reddedilen miktarları geçmemek üzere vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, her iki taraf yararına da kabul ve reddedilen miktarları geçecek şekilde maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve kanuna aykırı olduğundan, Adalet Bakanlığının yerinde görülen kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle. Adalet Bakanlığının HMKiım 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 23/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.