Özeti: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacının kazanç kaybı ve değer kaybı bakımından talepte bulunduğu, mahkemece sadece kazanç kaybı bakımından hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Hükmün gerekçesinde ise Mahkemece, kısa karar sehven kazanç kaybı üzerinden oluşturulmuş, değer kaybı olarak takipte talep edilen tutarın yer almadığı, davacı vekilinin maddi hatanın düzeltilmesine ilişkin verdiği dilekçesinden anlaşılmıştır. Ne var ki kısa karar ile gerekçeli karar arasında fark olamayacağından, davacının kısa kararın açıklanmasından sonra verdiği düzeltme dilekçesinin işleme konamadığı ifadesine yer verilerek böylece kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, taleplerden her biri bakımından hüküm kurulması gerekmektedir.
Davacı ... Nakliyat ve Dış Ticaret A.Ş. vekili Av.... tarafından, davalı ... aleyhine 13.06.2017 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin 18.04.2019 günlü karara yönelik olarak Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü tarafından kanun yararına bozma talep edilmesi üzerine dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Davacı vekili, davalının sürücüsü ve ruhsat sahibi olduğu araç ile müvekkiline ait araca çarparak hasar meydana getirdiğini, araçta kazanç ve değer kaybı olduğunu, bu sebeple icra takibi yaptıklarını, davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini istemiştir.
Davalı, kusuru kabul etmediğini, davacıya ait aracın büyük ölçüde yolu işgal edecek şekilde park edilip reflektör konulmaması sebebi ile kazanın meydana geldiğini, istenen bedellerin fahiş olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Adalet Bakanlığı, kararın kanun yararına bozulmasını istemiştir.
Mahkeme kararlarının gerekçe bölümünde; tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi zorunludur (HMK 297/1-c maddesi).
Dosya kapsamından, davacının kazanç kaybı ve değer kaybı bakımından talepte bulunduğu, mahkemece sadece kazanç kaybı bakımından hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Hükmün gerekçesinde ise “Mahkemece, kısa karar sehven kazanç kaybı üzerinden oluşturulmuş, değer kaybı olarak takipte talep edilen 500 TL'nin yer almadığı, davacı vekilinin 20.04.2019 tarihli maddi hatanın düzeltilmesine ilişkin verdiği dilekçesinden anlaşılmıştır. Ne var ki kısa karar ile gerekçeli karar arasında fark olamayacağından, davacının kısa kararın açıklanmasından sonra verdiği düzeltme dilekçesinin işleme konamadığı, HMK 304 ve 305. maddesinin uygulama yeri olmadığı” ifadesine yer verilerek böylece kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, taleplerden her biri bakımından hüküm kurulması gerekirken HMK 297.maddesine aykırı olacak şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına temyiz isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenle, Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile; 6100 sayılı HMK’nın 363. maddesi uyarınca ... 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.04.2019 günlü 2017/238 Esas ve 2019/155 Karar sayılı hükmünün, hukuki sonuçlarına etkili olmamak kaydı ile kanun yararına BOZULMASINA; dosyanın gereği yapılmak üzere Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine, 07.07.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.