Özeti: Cinsel taciz suçundan sanığın Türk Ceza Kanununun ilgili maddeleri gereğince adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Kararı kapsayan dosya tetkik edildi. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluşması karşısında, mahkemece subjektif koşul da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun ve lehe hüküm uygulanması talep ettiği halde sanık hakkında Türk Ceza Kanununun ilgili maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılmaması hukuka aykırıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu açıktır. Sanığın duruşmada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasını talep ettiği nazara alındığında Ceza Muhakemesi Kanununun ilgili maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususu tartışılmadan sanık aleyhine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının usul hukuku kurumu olması nedeniyle re'sen ve zorunlu olarak tartışılması gerektiği nazara alındığında kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmüş olup Asliye Ceza Mahkemesinin kararının bozulması gerekmektedir.
"İçtihat Metni"
Cinsel taciz suçundan sanık ...'nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 105/1-1.cümle, 52/2. maddeleri gereğince 1.800 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul Anadolu 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2020 gün ve … Esas, … sayılı Kararını kapsayan dosya tetkik edildi.
Dosya kapsamına göre, suç tarihi itibarıyla adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında, Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 21.01.2020 gün ve … Esas … Karar sayılı ilamında da "....İnceleme konusu somut olayda; suç tarihi itibarıyla adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında hakaret suçundan adli para cezası verildiği, sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmasını kabul edip etmediğinin sorulmadığı anlaşılmaktadır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluşması karşısında, mahkemece subjektif koşul da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun ve lehe hüküm uygulanması talep ettiği halde sanık hakkında TCK'nın 62. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılmaması hukuka aykırıdır.... sayılı kararının, CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA..." şeklinde belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu, sanığın 16.12.2019 tarihli duruşmada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasını talep ettiği nazara alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/6. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususu tartışılmadan yazılı şekilde sanık aleyhine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01.03.2021 günlü, … sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrakla birlikte dosya Daireye tevdi kılınmakla gereği görüşüldü:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının usul hukuku kurumu olması nedeniyle re'sen ve zorunlu olarak tartışılması gerektiği nazara alındığında kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2020 gün ve 2019/646 Esas, 2020/31 sayılı Kararının 5271 sayılı CMK'nın 309/4-c. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına ve dosyanın merciine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 21.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.